|
![]() |
![]() Latif BozdoğanMilat |
Etrafımızdaki gürültü hiç susmuyor, değil mi? Telefon bildirimlerinin keskin cıvıltıları, bitmek bilmeyen haber akışlarının zihin...
Şöyle bir kulak verin dostlar, duydunuz mu hiç o ruhuyla seslenen çağrıyı: "Yükseltin tavan kirişini ustalar!" Belki ilk anda aklınıza bir...
İçinde yüzdüğümüz bu çağ, farkında mısınız bilmem, adeta her yanımızı sarmış bir gürültü perdesinin ardında akıp gidiyor. Bu...
Kapılar gıcırdıyor, kale duvarları titriyor! Binlerce yıldır insanoğlunun en korunaklı mabedi sandığı zihin, şimdiye dek hiç görmediği...
Felsefenin aydınlık ama bir o kadar da dolambaçlı dehlizlerinde, pek çok zihnin tökezlediği, hatta matematiğin soğuk nefesini taşıdığı...
Belki bir anlık heyecan, belki de "kolay kazanç" fısıltısıyla zihnimize düşen bir ateş... Ama o sanal dünyanın parlak ışıkları...
Ufukta beliren, sadece yeni bir günün müjdecisi mi, yoksa tarihin tekerrürüne gebe, tanıdık gölgelerin farklı bir kisveyle üzerimize doğru...
Uluslararası ilişkiler dediğimiz o karmaşık ve dinamik alan, asırlardır devletlerin hükümran olduğu bir sahne olarak belleklerimize...
Hayatın bizleri sık sık getirdiği tekinsiz kavşaklar vardır; bir yanda daha önce hiç tatmadığımız acılar, görmediğimiz badireler,...
Ah, borsa! O ışıltılı, bazen de baş döndüren arena… Hani o meşhur “bir gecede zengin olma” hayallerinin kurulduğu, fısıltıların...
Pazarın o kendine has, o uhrevi sükûneti ruhlarımızı usulca okşarken, gündelik hayatın o sağır edici, o boğucu hengamesinden bir an olsun...
Elektronik sporlar, ya da daha yaygın bilinen adıyla e-spor, pek çoğumuzun zihninde hala basit bir bilgisayar oyunu eğlencesi olarak yer etmiş...
Takvim yaprakları 16 Mayıs 2025 Cuma’yı gösterirken, ruhumuzda yankılanan bir fısıltı var: Gündelik hengâmenin, manşetlerin...
Ortadoğu’nun kaygan zemininde taşlar bir kez daha yerinden oynuyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın bölgeye...
Hayat, bazen bir nehrin akışına benzer; bizi sürükler, dönemeçlerden geçirir. Ama asıl mesele, nasıl yüzdüğümüzde saklı. Lise...
Zamanın ağırlaştığı, nefesin daraldığı, dünyanın gürültüsünün aniden kesilip yerini derin bir sessizliğe bıraktığı o anları...
İçinde yüzdüğümüz çağ, bir zamanlar adına "gerçeklik" dediğimiz o sağlam zeminin ayaklarımızın altından kayıp gittiği, baş...
Vatikan’ın yeni Papa’sı XIV. Leo’nun kırmızı mozzettayla halka ilk görünüşü, sadece bir kıyafet tercihinden öte anlamlar taşıyor....
Bir zamanlar oldu, evet, öyle zamanlar ki coğrafyamızın üzerine çöken sisler, adeta bir hayalet kefeni misali her yanı sarıp sarmalamış,...
Gün batımının soluk ışıkları, camlardan süzülüp otobüsün içini turuncu bir matem havasına bürüdüğü o anı hâlâ hatırlıyorum....
Günlük koşturmacanın ortasında bazen sıradan bir olay bile zihnimde bir ışık yakar. Örneğin dün sabah mutfakta taze haşlanmış bir...
Kapalıçarşı’nın altın varaklı kubbeleri, akşamın lacivert hüznüne gömülmüştü. Bembeyaz sütunların gölgesinde, yorgun taşlar...
Geçmiş, bazen zihnimize mühürlenmiş bir yük gibi… "Keşke"ler, "neden"ler, zihnimizin karanlık köşelerinde dönüp durur. Bilim, bu...
Bir kuşun kanadı, zamanı bıçak gibi keser. Sanki yelkovanın ucuna takılmış bir jilet... Tıkırtılar, geçmişin kemiklerinde...
Bir kapı düşünün: Açılmamış, kilitli, tozlu. İçinde ne olduğunu bilmediğin sürece, o kapı sır değil, sessizliktir. Soru sormak,...
Tarih, bazen bir kahramanı yalnızca doğduğu topraklarla değil, dokunduğu medeniyetlerle anlatır. Napolyon Bonapart, işte bu evrensel mirasın...
Bir soru düşünelim, yıllar geçse de peşinizi bırakmayan, her dönemeçte karşınıza dikilen… Kimine göre bir merak, kimine göre bir...
Bir çocuğun elinde kalem, noktaları birleştirirkenki o masum ısrar düşünceden çok keşfin ta kendisi. Başlangıçta kurallara...
Bir çocuğun gözlerinde, doğduğu toprağın sırları vardır. Memleket dediğin, kimine göre sıcak bir kucak, kimine göre dokunulmaz bir...
Şehirlerin beton labirentlerinde kaybolmuş bedenlerimiz, bir yandan kan tahlilleri ve "mükemmel yaşam" reçeteleriyle uğraşırken, bir yandan...
Şehirlerin beton labirentlerinde kaybolmuş bedenlerimiz, birer makine gibi çalışıyor. Kan tahlilleri, detoks reçeteleri, "mükemmel beden"...
Bir yazıyı, Gaziantep’in’nın taş evlerinde dokunan ipek bir kumaş gibi hayal edelim: Dokununca sert, bakınca yumuşak. Ya ilmiklerin...
Dünyanın nabzı, dijital iletişim ağlarının ritmiyle atıyor. Siber uzay, artık yalnızca bir "mekân" değil, insanlığın kolektif...
Dil, insanın yeryüzündeki en derin izidir. Her kelime, bir çınarın kökü gibi toprağa işler; ya bahçeler büyütür ya da çoraklığa...
Sabahın ilk ışığı pencereden süzülürken telefonlarımız "haber"le çınlıyor. Peki ya ruhumuzun haberi var mı bu koşturmadan? Sokaklar...
İnsanlık, sisli bir labirentte yolunu ararken, parıltılı ekranların hipnotize edici ışıklarına kapılabiliyor. Önümüze serilen dijital...
Bir zamanlar, kelimelerin ırmağında yüzen insanlar vardı. Kütüphanelerin soluk ışığında, cümlelerin labirentlerinde kaybolan...
Eski bir Anadolu türküsünün nağmesi gibi, yılların yorgunluğunu taşısa da milletin sıcaklığıyla çarpmaya devam eder yaşlı...
Ortadoğu, Osmanlı’dan sonra kelimelerin anlamını kaybettiği bir denklemdir. Tıpkı Lorem ipsum gibi… Rakamlar, sınırlar, siyasi...
Gecenin sessizliğinde ekrana eğilen genç bir kalem, Anadolu’nun bin yıllık hikâyesini satırlara döküyor. Belki Konya’da bir öğrenci,...
İstanbul’un metrobüs duraklarında koşturan ayakabıların telaşı, modern zamanın ritmine ayak uydurma çabasının bir metaforu sanki. Her...
Binlerce yıllık Anadolu’nun kadim toprakları, sadece bereket değil, şifa da dağıtır. Baharın ilk ışıklarıyla uyanan kırsalda çapa...
Sabahın ilk ışıkları İstanbul’a düşerken, balıkçıların "Hey gidi koca İstanbul!" çığlıklarıyla uyanıyor bu şehir. Sanki her...
Nisan yağmurlarının ıslattığı İstanbul sokaklarında, iki çocuk parkın ortasındaki çamurlu bir su birikintisine taş atıyordu. Biri,...
Sabahın ilk ışıkları İç Anadolu Ovalarına düştüğünde, bir çiftçi tarlasının kenarında diz çöker. Avuçlarını toprağın derin...
Sabahın ilk ışıkları İstanbul Boğazı’nın sularına düşerken, bir balıkçı ağlarını sessizce toplar. Ne şöhret ne de görkem...
Metronun soğuk, titreşimli koridorlarında, insanların nefesleri camlara buğu bırakırken, bir çift gözle çarpıştım. Sanki zaman, o...
Şehir, toprağın kalbine uzanan köklerini unutmuş bir çınar gibiydi. Betonun soğuk kabuğu altında, Anadolu’nun kadim nefesi gizleniyordu....
Şehirler, devasa bir saatin dişlileri gibi ritimsiz bir ritimle işliyordu. Beton yığınları, insan bedenlerini saat kadranına hapseden...
Kalabalıkların gürültüsünde kaybolan tek bir sesin, belki de en yüksek hakikatti. Sabahın ilk ışıkları, şehrin üzerine düşerken...