|
İnsaniyet |

Fakülteye başladığım 1993 yılında tanıdığım ve bir daha da kopamadığım, benim ve herkesin Ali Ağabeyi. Öğrencileri bile “Hocam”...
Saçlarına aklar düşmüş, dediler… Her telinde ayrı yüklü acılar, dedim. Kalbinde görünen hasar tespiti, Kayıp adres: sevginin açtığı yaralar, dedim....
Büyük bir şehrin, küçük bir kamu kurumunda, kendi halinde çalışan bir memurdu, unvansız, iddiasız ve kaygısız. Küçük şeylerle mutlu olabilmenin...
Geçmişini ve bugününü şöyle bir taradığımızda insanın bir tarafının, insanoğlunun önemli bir kısmının ‘yok’a ve ‘yokluk’a ne kadar düşkün olduğu...
Yıl 2004… Türkiye’nin en büyük huzurevlerinden (kapasite 396) birinde yöneticiydim. Huzurevimizde çok farklı hikâyeler dinledim, değişik portreler...
Çocuktum o zamanlar. İki sokak üstümüzde otururdu Cemil Abi ya da mahallelinin ağzıyla Dutsuzların Cemil. Oysa bahçelerinde dut ağacı da...
insanlar ölüyorsa insanlık da ölüyor zulmün pençelerinde bir çocuk artık çocuk değildir masumiyet çehresiyle bir şehit bir şahittir...

“Gönül ne kahve ister, ne kahvehane, Gönül sohbet ister, kahve bahane.” ‘Muhabbetle yenen dayağın bile tadı var’ derler. Buradaki ‘tat’ elbette...
* * Topçu’nun Vefatının 50. Yılına Tarih * Hayırda yarışdı Muallim Hikmetle barışdı Muallim Altı cihetin sesidir: “KIRKLARA KARIŞDI...