|
![]() |
![]() Ünal BolatTürkiye |
“8 Şubat 1991 yılında bu köşede yayınlanan hatırayı istek üzerine tekrar yayınlıyoruz...” Şu Körfez Savaşının...
“Ama bazı engeller yalnızca mimariyle değil; gayretle değil, sevgiyle ve duayla aşılır.” Hatıramı anlatmaya bugün de devam...
“O anı hiç unutmuyorum. Babamın gözleri parladı, sesi titredi. Sanki gökyüzünden yıldız istemiştim...” Bazı insanlar...
“Hayatın en büyük sırrı bize Allahü teâlânın bir armağanı olmasıdır, ah bir anlasak...” Hayat bir armağan ise o zaman hayata...
“Ne enteresandır ki şimdi ne o tecrübeler kaldı ne o tecrübeli insanlar...” Öğrencilik yıllarımda yazın da bir inşaatta...
“Yolda başka araç olmazsa günde bir kez inleyerek giden kamyon bir eğlenceydi bize...” Bayram sevinci yaşayan mini mini çocukları...
“Bu şekilde olmaz. Ekibin olmasa sen bir hiçsin. Herkese eşit davranmalısın” dedik ama... Hatıramı anlatmaya bugün de devam...
“Kendisine haberden ekonomiye, spordan nostaljiye vb. zengin içeriklerimizi söyledik...” Bir cumartesi günü, Mahmut abimizle birlikte...
“Buraya yemek için değil, sabaha kadar vakit geçirebilmek için sandalyenin hatırına gelmiştik...” Asker, benimle ilgili hatırasını...
“O gün neşemiz yerinde, muhabbetimize bazen yan masaların kulak kabarttığını görüyoruz.” Emekli bir subay olarak hatıralarımı...
“Onun kim olduğunu bildiğim hâlde hiçbir zaman biliyor gibi davranmamaya karar verdim.” İki sene Tatvan’da bir yıl da Muş’ta...
“Anne ben geleceğimi düşünmüyor mu sanıyorsun? Ben tembelliğimle öyle savaşıyorum ki...” İnsana en çok yakışan davranış...
“Gelen beyefendi beni de tanımıştı. Hatta benim öğretmen olduğuma çok sevinmişti.” Biz dedemden ayrı olarak başka bir evde...
“Onları kendi çocuğum gibi görüyorum. Hem okuyan çocukları çok severim...” Geçenlerde eski görev yaptığım kasabadan Arif amca...
“Yahu bu şehir ve insanları, esnafı çok hoş. Gezmeye yaşamaya değer bir şehir” dedim... Diyarbakır hatırama devam ediyorum......
Yemek sonrası izin istedim. Kasaya gittim “yemek paranız ödendi” demesinler mi? İlk kez gittiğim Diyarbakır’la ilgili ziyaret...
“Siz böyle sabah kahvaltısında ciğer kebap yiyorsunuz dokunmuyor mu?..” Yıl 2017... Bir vesileyle Diyarbakır’a gitmem icap etti....
“Ah bir kere daha “yavrum” desen ayaklarının altını öperim, kanatlanır kuş olurum...” Sıcak bir yaz günüydü. Kasvetli bir...
“Mezarlığa ulaştığımda mezar kapatılıyordu, Yasin Suresi okumaya yeni başlamışlardı.” Hatıramı anlatmaya bugün de devam...
“Mezarlık biraz eğimli yerdeydi. Bundan dolayı okuyanlar arasında 3-4 metre mesafe vardı...” Fâni âlemden ebedî âleme geçiş;...
“Toplum zeki insanlara baskı kurar ve zeki olmayı istemez. Çünkü zekiler tehlikeli olur.” “İkazda bile olsa, nezaket oluyormuş”...
"Nermin Hemşire ile evlenirsen bu yapayalnızlığı işte o zaman yenebilirsin dostum." Arkadaşım Halil’i hastanede ziyaret ederken...
“Dostum Halil'e hemşire ilaçlarını getirmişti. İlk o zaman gördüm Nermin Hemşireyi...” Onkoloji servisinde: -Dün yalnızdım...
"En üzüldüğüm şey ise o bin dönüm civarındaki tapulu bahçemizi 1988 yılında devletin elimizden almasıdır..." Bir özel...
“Ben de dâhil bir grup öğrenci, ilk kez okula gitmenin heyecanıyla sıraya geçtik.” Yetiştirme yurdunda idarecilerimiz her dönem yeni...
“Biz, yolculuk telâşıyla bu yasayı filân unutmuş, doğrusu biraz da önemsememiştik.” Yıllar önceydi küçük oğlumuzun doğumunu...
“Bazen çıkarlarımız başkasının çıkarları ile ters düşebiliyor. Düşmanlıklar böyle başlıyor.” Sevgi akışının devam...
“Gurbet öyle zor ki kızı sevdiğinden oğlanı sevgilisinden ayırırlar yabancı olduğu için...” Bir yerden bir yere her ne sebeple...
“Tarlamdayım işte; çapalarken, ağaçları budarken onlarla konuşurum yalnızlık olur mu?” Âcizane ben “göç geçici...
“Maraş'a döndüğümde müteahhit arkadaşa 'yapı ortaklığı'na giremeyeceğimi bildirdim...” Kahramanmaraş'ta vazife yaptığım...
“Kızım dedi ki sonunda demek ki babacığım kötülük kimsenin yanına kalmıyormuş!..” Dedemden dinlediğim hatıramı bugün de...
“Nasıl olsa çocuğunuz yok. Sen bunu beklemek zorunda değilsin kızım yazık olmasın.” Dedemden dinlediğim hatırayı anlatmaya bugün...
“Acemilik bitti, onbaşılığı kazandım. Eski ve yeni yazıyı bildiğim için Tokat’ta kaldım." Dedemden dinlediğim hatırayı...
“Nazife teyzem nişanlısının Sarıkamış’ta şehit olduğunu öğrenince hayata küsmüş...” Dedemden dinlediğim hatırayı...
“Halalarımın sevmesine alışmıştım ama beni onlar gibi çok seven birisi daha vardı...” Çocukluğumun kışları ayrı bir güzeldi....
“O gün bir kapı önündeki konuşmanın, bir hayatın yönünü değiştireceğini ne bilirdik?..” O gün, Sosyal Dayanışma Merkezi...
“Ah, dedelerimizin yediği üzümün parasını asma dalına asıp gittiği geçti hafızamdan...” Dünkü hatıramı yayınlamaya bugün de...
“Bu geçtiğimiz nisan ayında yine Almanya’ya gezmeye gittim bu onuncu gidişimdir...” Bizim şanlı İslam Türk tarihinde okuyup...
“Hastaneye giderken “Siz beni öldürmek mi istiyorsunuz?” sözleri hatırıma geldi” Değerli eşimle ilgili hatıramı anlatmaya...
“Benim kayınpederim kırk kilo bile yokken acilde beş ünite kan verildi ve komaya girdi.” Değerli eşimle ilgili hatıramı anlatmaya...
“Yenge, analık şefkatiyle çocuğu zarar görmesin diye boynundaki altınları koparıp verir...” Ailemizde birden daha fazla üveylikler...
“Bir müddet sonra baş dönmeler, mide bulantıları derken zehirlendiklerini fark ediyorlar” Her pazar gidip limon aldığımız bir...
“Çocuk olarak bizler için annesizlik ve babasızlık belki hayatın en büyük cezasıydı…” Yetiştirme yurdundaki hatıramı...
“Zihnimdeki tüm hatıraları zorluyorum. Bölük pörçük görüntüler hafızama konuyor ama...” Yetiştirme yurdundaki hatıramı...
“Boşanmışlar. Seni de bir buçuk yaşında yuvaya bırakmışlar. Bir daha arayıp soran yok...” Yetiştirme yurdundaki hatıramı...
"Korkma sana zarar vermeyeceğim, bir şey söyleyeceğim, dedim Recep'e" Mehmet o gün çok ağlamış, gözleri kan çanağına...
“Böyle yaşamaktansa ölmek daha iyiydi! Yüzbaşımla birlikte helalleştik yattık, uyuduk...” Bursa'dan Büyük Orhan'a doğru yol...
“Giderken yaşadığı mutluluk, hapisten kurtulup eve dönerken yaşadığından fazlaydı” Çocuk, kadın, genç, yaşlı, hasta demeden...
Ben de bunu komutanımdan öğrenmiş, “korku korkuyu bastırır!” diye duymuştum... Askerde, gerçek el bombası atış eğitimiyle...
“Çavuşum evli ve iki çocuk babasıydı. Çok çalışkandı ama heyecanlanınca kekeliyordu...” Dünkü hatıramı anlatmaya devam...