|
Ragıp KaradayıTürkiye |
Aklım erdiği günlerden beri ahirete gidenleri gördüm, “Boş ver, hayatını yaşa…” da demedim! Aksine "Bir gün sıra bana gelecek!”...
Buram buram hasretini çektiğim memleketimi, kayıp olmuşluğumu aradım... Ben işte böyle… yaptıkları, yapamadıkları saymakla...
Kimi Hak âşığı dedi, kimileri de Deli, Divane... sevenlerle de hatta nefret edip sevmeyenlerle de samimi oldum. Çok şeyi öğrendim,...
“Bu kırış kırış güneş yanığı yüzün, beyazlaşmış saçların ve çukura kaçmış gözlerin sahibi ben miyim?” Hocam bir...
Şu birkaç senelik dünyadaki esaret hayatım, bütün acıklı sahneleriyle, gözümün önünde canlanmıştı yine... Gözlerimden yaşlar...
Sıcak bir yaz sabahı çivit mavisi gökyüzünün altında ahiret yolculuğuna çıkmaya hazırlanıyordum. Sözüm değil yabana, kötü...
"Beni buradan uzaklaştırın, hemen gitmeliyim! Bu adamla bir daha aynı havayı teneffüs etmek istemiyorum!” Halife: - Buyur Behlül. -...
"Ben hükümdarım, sultanım, emir-ül-müminînim deyip birilerini hor ve hakir görürsem hâlimin nice olacağını varın siz tahmin edin...
"Hülâsa; başlangıç ve son hususunda gaflet içinde bulunuyoruz efendim..." Behlül Dânâ: - Peki Efendim anlatayım! Emir edepten...
Sisler dağıldı, etraf aydınlandı ama ben de epey ateşler içinde kıvrandım. Gözlerimi açtığımda o koca Sultan’ı yanı başımda...
Sultan'ımla baş başa oturup yaptığımız sohbeti pek seviyordum. Senelerdir o beni tanımış ben de onu… Evde en iyi, en temiz ne varsa...
İlk iş çoraplarımı sonra da duvarda asılı kıyafetlerimi giyindim. Keçi derisinden yapılma seccadem beni bekliyordu. O uzun sohbeti...
Sultan’ımın üzgün hâli; kalbinden başladığı yolla, benim utangaç gözlerimde nihayet buldu... Hem yürüdük hem hasbihâl ettik....
Heyecanımı Sultan’ıma belli etmemek için mi ne meşgul olmak istiyordum. Gayr-i ihtiyari gittim, kulübemin kapısını örttüm. Behlül...
Namazımı kılmış, kul haklarımı ödemiş, tövbemi yapmış, ölüm meleğini bekliyor gibi bir ruh hâli içindeydim. İnsan tanırsa...
"Malumunuz, köpeklerin ahbaplığı, aralarına kemik atılana kadardır..." Behlül Dânâ: - Sultan'ım duâ ediyorum hep size,...
"Umumiyetle insanlar keyiflendikleri ile arkadaş, anlaşabildikleri ile dost, ağlayabildikleri ile kardeş olurlar… Arada uçurumlar var!" ...
Kuduz bir kelb tarafından kovalanıyormuşum, demircinin körüğüne bağlanmış şişiriliyormuş gibi bir ruh hâlimle delilik gömleğimi giydim...
Bir çare bulurum ümidiyle eski öğrendiklerimi hatırlamaya çalışıyordum. Birden Harun Reşid Sultan’ımın sesini duyar gibi oldum. O...
"Ben feryadımı yapayım da kulakları sağır olanlar, akılları örtülmüş, izanları mühürlenmiş olanlar düşünsün!” diyordum... ...
“Siz de şahid olmuşsunuzdur, herkes, insanlığa hizmet etmenin en şerefli vazife olduğunu ve bunun için çalıştığını söyler..."...
Umumiyetle havayı geldiği gibi, rüzgârı estiği gibi, misafiri de olduğu gibi kabul ederdim ama bu başkaydı. Harun Reşid Sultan’ım...
Bir gün Dicle’nin durgun sularına bakarken beyazlaşan sakallarımı gördüm. Ev ısınıyor derken, bakarsın kömür biter, İşler...
Akıp giden derya misali nehir, bir de Harun Reşid Sultan’ım teşrif etmişse dert, belâ musibet mi kalırmış? Behlül Dânâ: -...
"Adamcağız tavsiyelerine uymuş, dediklerini yapmış o ticaretten de iflâs etmiş. Şimdi perişan. 'Ona itimat etmiştim, beni kandırdı'...
Arşa yükselen acılarımı yerinde müşâhede ettim ve bir o kadar da ders çıkardım... Hatalarımı tashih ettim, kusurlarımı epey...
Çok tabuları yıktığımı, nefsimi perişan ettiğimi sandığımda daha kuvvetlice çıkıp geliyordu önüme bu nefis denilen iç düşman! Hayatımın bu faslı...
Büyüklerimden duymuştum: "Kelebeğin kaderi, çiçeklerin tohumlarının taşınmasını sağlarken can vermekmiş." Renklerin itinayla yan yana gelişine,...
Harun Reşid: "Âmîn âmin, ecmâin. Bu güzel duâlara can-ı gönülden iştirak ediyorum. Bunları niçin anlattın Behlül?" Harun...
Eğer bir cemiyet ya da millet o şanlı Peygamber Efendimizi tam olarak anlayamamışsa... Behlül Dânâ: - Sırası mıydı, değil miydi...
Güneş yutan ruhsuz ceset gibi ağaçlar, yeşil libaslarıyla düğüne gider gibi süslenmişler, etrafa huzur saçıyorlardı. Hocam bir gün “İnsanların...
Havanın güzelliğinden dolayı çoğu vakitler dışarıda oturuyordum. Çığlık çığlık bir martı bulutunun içinde hissediyordum kendimi. ...
Nice Abdullahlar yanlış yönlendirmelerin kurbanı olmuşlardı. Nice temiz evlatlar, çelik çomak oynayarak ziyan olmuyorlar mıydı? Bizim Abdullah,...
O iri elâ gözlü, ufacık tefecik, Abdullah ismindeki; kendi küçük, yüreği kocaman çocuk, olmayan aklımı da alıp götürmüştü......
“Hocam ben seni gökte ararken yerde buldum. Lütfen bana sırlar âleminden bahset. Fırsat buldukça kitaplarımı alıp geleceğim…” Her ne hikmetse...
Bu yüksek dağlardan kopup gelen, taa Bağdat’ımıza kadar ulaşan derya misali sular, durmadan bereket taşıyordu ovalara. Düşmanlık için fırsat...
Kadınları görüyorum kırmızı testilerle Dicle’ye inen. Salınan develer görüyorum, sarıklı adamlar... Rengârenk çiçekler, sanki toprak deryası...
"Tövbe etmene, bu Rabbimizin razı olmadığı fiilden vazgeçmene çok sevindim. Epey zamandır dil döküyorum malumunuz." Karşımda esip gürleyen bu...
Derin uykudan büyük facia ile bir anda uyanmış, korkudan büyümüş gözlerle etrafımı seyreder gibi hep diken üzerindeydim. Onun...
Bütün insanların gece ve gündüz hesaba çektikleri, hakkımda çeşitli hükümler verdiği şey ya da beni ben yapan hakikat neydi? Gözlerim şiş,...
"O dünyanın en güzel insanı, müşfik, babacan, çocukla çocuk, büyükle büyük olacak kadar gönül dostu bir zat-ı muhterem!" Behlül...
"Her anne baba gibi bizimkiler de hep iyiliğimizi düşünür. Zarar göreceğimiz şeylerden uzak durmamızı isterler..." Biri vardı içlerinde, çok...
Elimde olmadan bu kaçıncı dalgınlığımdı bilemiyorum? Birincide kargalar uyandırmıştı, bu sefer de çocuk sesleriyle kendime geldim. ...
Oldum olası Dicle vadisini, muhtelif ağaçların bulunduğu bir ormana benzetiyordum. Şiddetli bir ağrıyla uyandım. Bu durumlarda yapılabilecek ilk...
“Bak Behlül! Bir ermiş sabrıyla bekledin. Bekledin; çünkü bir hayatın yitip gitmesine seyirci kalmak seni insan olmak tahtından alıp...
"Sultan’ım bunları dinleyince kendimden geçiyor, bir hiç olduğumu çok iyi anlıyorum, nefsimden de çok çok nefret ediyorum." Mazimle...
“Evladım, uzun lafın kısası, dediğim gibi, talebeliğini tam yapacaksın. Hocan da burada şahidim olsun..." Hocam “Bak hele misafirin de varmış?”...
Damdakinin yerinde ben olsam ve oradan düşsem şimdi… Ben neler düşünür, neler hissederdim acaba, ölmeme ramak kala? Neticenin nasıl...
Ben bakmaya korkuyorum, o tehlike sınırında cambazlık yapıyor! Doğrusu bu ve bunun gibi insanları anlayamıyorum… Nehrin kıyısına...
"Daha önce putperest olan rahibin küfürden ve dolayısıyla Cehennemlik olmaktan kurtulması, ibretlik bir hadise Behlül..." Behlül...