|
Ragıp KaradayıTürkiye |
Rahmetli nenem; âlime bir hanımefendiydi. Bir bakışta kimin ne olduğunu; ferasetiyle anlar, ona göre muamele ederdi. Al giyip allanıyor,...

Personeldeki arkadaşlarımız sicillerimizi kaydederken hanımımın yaşının benden büyük olduğunu fark etmişler. Pek de merak etmişler....

“Çok küçük yaşta evlenmişsiniz. İbret olabilecek hadiseler yaşamışsınızdır mutlaka." Bu gece uzun ve derin bir soluktur. Bir...

Gürültüden kimse kimseyi duymuyordu. Üzüntüm tam doruk noktasında. Hiçbir iş yapamamanın ezikliği var üzerimde... Gecenin...

"Osmanlı ecdadımızın okuyup istifade ettiği, kitapların günümüz insanı için kaynak gösterilerek derlendiği bir ilmihâl almanızı...

"Evlat bu kitabı daha önce de görmüştüm. Aldım, dükkâna getirdim. Rafta gören aile dostum müftümüz, beni kibarca ikaz etti “okuma”...

“Allah’ım bana yardım et! Kuvvet ver! Sabır ihsan eyle!.. Millete de uyanmak, hakkı hak bilip, bâtılı bâtıl bilip itikad etmek nasip...

Hem çevreyi, hem insanları seyrederek; başlama noktasına kadar geldim. Diğer arkadaşlarımdan kimseleri göremiyordum. Karlar eser...

Kitaplar kalın ve ağır olduğundan ancak ikişer adet alabildik ve süratle insanların arasına dağıldık. Oldukça heyecanlıydım......

Mutluluğun resmini görmek istiyorsan bana bak ve yaşadığın bu bezginlik ve yorgunluğu unut!.. Kar karışımı yağmur incecik, sokak...

Dergâha yakın bir mekânda bu adam için de çok duâ ettim. Zira duâ edilene mi, edene mi fayda verir bilinmez. Bu adam aklımdan hiç...

“Bu güzel insan kimdir” diye beklemeden sol koluma yığdığım yüzlerce “NAMAZ KİTABI"nı sağ elimle alabildiğim kadar aldım, uzattım....

Önümüzde tarihî Eyüp Sultan Cami-i şerifi, minareleri, kubbesi, asırlık çınarlar; başını bulutlara kadar uzatıyor gibiydi. Bir...

İnsan kaybettiği için ağlamaz; hakikati gördüğü için ağlar. Kaybettiği için değil, hakîkate duyduğu hasret yüzünden yaşlarını...

Talebelerimden birine sordum: “Niçin ben? O kadar öğretmeniniz oldu. Benim adıma sevinebileceğim bir durum lakin merakım da had safhada.”...

Biliyorlardı ki Gemlik bugün bir başka güzellikteydi... Göğüslerinde çatırdayarak alevlenen sımsıcak ateşin olağanüstü...

Neler de aklıma gelmiyordu ki. Sevinecek miydim, yoksa geldiğime bin pişman mı olacaktım... Beklentiler büyük, herkesin kafasında çok...

Çiseleyen karla karışık yağmurun dallara, binalara çarparken çıkardığı ahenkli ses, derin bir fısıltı hâlinde kalbime huzur...

Uyandığımda hâlâ o heyecan içindeydim. Kalbim yerinden kopacakmış gibi küt küt atıyordu. Kan-ter içinde kalmıştım. Nihayet saatler...

"Münakaşanın, münazaranın galibi yoktur. Dostun dostluğunu giderir, düşmanın da düşmanlığını artırır." Çok mahcup oldum,...

Lapa lapa kar yağışı devam ediyordu. Gri bir kubbeyi andıran dumanlı havadan dolayı birkaç metre ilerideki arabalar fark edilemiyordu....

Küçük bir dağ köyünden çıkmış, hayatı insanları anlamaya, dünyayı tanımaya çalışırken hep örselenen bir garip olmuştum......

"Çobanvezir"in bir âdeti varmış, her akşam ve sabah ilk geldiği kulübesine uğramadan edemezmiş... Kıskanç saraylılar hiç boş durur mu?...

"Sultanım ben saraylara yakışmam, kaba saba bir köylüyüm lütfen bağışlayın..." Biraz sonra taze kaynatılmış süt, peynir, un...

Bir gün çok yoğun çalışmış masama oturmuştum ki telefon çaldı. Telefona çıkarken her zaman dikkatli de olurdum... Bu dönemde...

"Oğlum bana niçin demiyordun ki; ben bir gazetede çalışmıyorum, bir âlimin yanında ilim, irfan öğreniyorum... Ben de o zaman rahat...

Daha genç sayılırdım. Henüz yirmi altı yaşlarında var yok. Şaşkın ördek derler ya işte o neviden yerini bulamamış, pimi çekilmiş el...

Almanya temsilcisi abimizin odalarında, dört veya beş kişi birlikte seyrettik. Abimiz pürdikkatti. Ara sıra; "Allah Allah" dediklerini...

Film çekimlerimizin her birinin ayrı bir destansı hikâyesi vardı. Anlatmakla bitecek gibi değil... Gözlerim kızarmış, kulaklarım...

Korkmadım desem yalan olur ama istifimi bozmadım duâlarımı okuyup bitirene kadar önümden hızla süzülerek dereye doğru uzaklaştı. Selâm...

“Bu kadar mesafeden geldik, biz set hazırlığı yapana kadar oyuncular da dinlensin..." Ne kadar yol aldığımı kestiremiyordum. Fakat...

"Beni tanımadın mı Hocam Dumluluların Kahveci Cezo dedikleri Tortumlu Cezmi'yim. Malumun Muhlis de Tortumluydu..." Bakın açmış gül...

Baktım olacak gibi değil arabamı müsait bir gölgeliğe park edip bir süre yürüdüm tanıdık birini görme ümidiyle... Bu manidar...

Gecem gündüzüm, havam suyum, kısaca bütün hayatım, diğer bir ifadeyle akla gelebilecek her şeyimdi film projeleri, setleri, stüdyoları......

Anlatılanları gözümü kırpmadan dinlediğimi fark eden misafirim; "Bari çayları tazeletin Ragıp Bey" diyerek espri yaptı. Murat Bey...

"Bak Bey, ben bir subay çocuğuyum. Devlet dairelerinde uzun zaman çalıştım, alnımın akıyla emekli oldum..." Sözünün eri olan Murat...

"Allah belasını..." demişti ki, hemen müdahâle ettim!.. "Sakın devamını getirme! Vara-yoğa bela okumak, bir kardeşimize yakışır...

Zavallı mesai arkadaşlarımın telaşının tersine; ben oldukça rahattım... Benim, kıymetli olduğuna pek inandığım meşguliyetim...

Daha açık konuş. Bir muammasın! Çözene aşk olsun. Ben de derdimi anlatmaya gelmiştim güya. Bana dedi ki: - Niçin susuyorsun? Bak...

Hatıralarımın bu kadar cazip olmasının sebebi her şeyle âlâkalı olmasından dolayı değil, her şeye sahip olduğunu sanmasındandır. ...

"Keşke gelmeseydim, bu durumu hiç görmeseydim. Paraya ihtiyacın var! Allah aşkına doğru söyle... İneklerim var, satar hemen yetiştiririm…"...

"Ragıp, bak biz okuyamadık" diyerek nasırlı ellerini gösterdi. Çatlaklarla doluydu. Zavallının üzüntüsü her hâlinden belliydi. ...

"Sen onu boş ver Ragıp Bey, insanlık öldü mü? Düne kadar İFPAŞ iyiydi de şimdi bir kriz yaşıyorsa, kötü mü oldu?.." Gelen...

"Çattık be!" diye içimden geçirerek, tekrar masama yöneldim, bir pelte gibi koltuğa çöktüm. Adam da bütün ihtişamıyla karşıma...

Ben bir muhatabıma iki kelam edemez, keyfiyeti anlatamazken büyüklerimizin hâlini düşündüm... Böyle birine ne demeliydim? Makinalı...

"Bey ben müdür, falan-filan anlamam! Siz belki bilmiyorsunuz. Ben dediğini yapan, tükürdüğünü yalamayan biriyim!.." Hey gidi günler hey!...

Hayret! Büyücü rolündeki bu adamı Delibalta, alttan yani karnından bıçaklamıştı rol icabı. Bu ise burnundan dolayı şikâyetçi. İşte...

Büyücü, işiyle meşgulken geriden gelen Delibalta, öfkesini bastırırcasına öyle bir kahkaha patlattı ki gök gürültüsü gibi kayalarda...

Sabah namazını müteakiben kahvaltı yaparken babam; memleketten, çocukluk yıllarımızdan bir hayli sohbet etti. Film setlerindeyken...

"Bildiğimiz, ekranlardan tanıdığımız meşhur artistlerden başka kimlerle çalıştınız? Onların mühim vasıflarından numuneler yazar...
