menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Allah belasını..." demişti ki, hemen müdahâle ettim!..

10 1
05.10.2025

"Allah belasını..." demişti ki,

hemen müdahâle ettim!..

"Sakın devamını getirme! Vara-yoğa bela okumak, bir kardeşimize yakışır mı?" diye çıkıştım. Kısa bir sessizlik oldu..."

Bekleyenlerden tahammülsüz biri;

"Allah belasını..." demişti ki, içeriden müdahâle ettim. Yerimden kalktım, onları görecek şekilde kapının önüne dikildim;

"Sakın devamını getirme! Vara-yoğa bela okumak, bir kardeşimize yakışır mı?" diye çıkıştım. Kısa bir sessizlik oldu. Koridorun diğer ucunda bir çift ayak sesi belli belirsiz duyulmaya başlandı. Gözler o tarafa çevrildi. Elinde şemsiyesi, üstü başı sırılsıklam olmuş, orta yaşta ve orta boy, koyu renk takım elbiseli, gözlüklü biri bize doğru geliyordu. Kapının önüne toplanmış çalışanlara selâm verirken ben sessizce yerime geçiverdim.

- Burayı tarif ettiler yukarıdan. Ragıp Beyin odası neresi?

- Şu açık kapı... deyip yine camın önüne yığıldılar. Yağmur için hâlâ; "zamanı gelince diner!” diyorlardı.

Gelen Bey, açık kapıya iyice sokuldu. Birkaç lambanın gündüzmüş gibi aydınlattığı odama gülümseyerek baktı. Koltuğunun altında deri bir çanta........

© Türkiye