Düşünüyorum da...

Akşam oldu, evdeki lambanın düğmesine basıyorsunuz ve ışık hemen oracıkta beliriveriyor. Tıpkı her sabah doğan güneş gibi…Bu o kadar doğal ki, artık onun varlığını bile fark etmiyoruz. Güneşin her sabah doğduğunu fark etmediğimiz gibi… Peki ya bir gün evinizdeki ya da herhangi bir yerdeki o düğmeye bastığınızda hiçbir şey olmazsa? İşte o an, modern dünyanın büyüsü bozulur mu? Çünkü o ışık, sadece bir ampulün yanması değil; insanlığın görünmez kalp atışının yansıması aslında.

Bu kalp, küresel enerji ağıdır. Doğalgaz boru hatlarından nükleer santrallere, rüzgâr türbinlerinden barajlara uzanan devasa bir sistem. Hepsi bir arada, kusursuz işliyor gibi görünür. Ama Avrupa’da 2006’da yaşanan ufak bir arızanın on ülkeyi karanlığa gömdüğünü hatırlayalım. Ya da 2021’de Teksas’ta milyonlarca insanı elektriksiz bırakan o soğuk hava dalgasını... Demek ki mesele sadece enerji üretmek değilmiş. Asıl mesele, bu enerjiyi sürekli, dengeli ve -en önemlisi- güvenli şekilde iletebilmek.

İşte tam burada işin rengi........

© Günışığı Gazetesi