Dil ile pratik arasında: Terörsüz Türkiye nereye?
Son günlerde ivmesi ve yönü ile ilgili tartışmalara konu olan terörsüz Türkiye hangi aşamada? Zaman zaman istikameti ve amacı üzerinden zaman zaman da sürece paydaş olan aktörlerin söylemleri üzerinden gündeme gelen bu tarihi adım, bir yol ayrımında mı? Sürece dair yol ayrımı ya da ümitsizlik ifade eden bağlamın nedeni ise, hem Türkiye içerisinde gelişen dil hem de YPG üzerinden Suriye sahasında Şam Hükümetine yönelik oluşan direnç. Her iki parametreyi de dikkate aldığımızda şu soru anlamlı hale geliyor: Süreç kesintiye mi uğrayacak ya da diğer bir , konuya paydaş olan aktörler bu süreci sabote mi edecek?
Bu soruların gündeme gelmesine neden olan birkaç hususu dile getirmekte fayda var. Birincisi, imkan ve ortaya çıkardığı toplumsal desteğe rağmen komisyon sürecinin uzaması ve komisyondan beklenen hukuk politikası metninin henüz ortaya çıkmamış olması. Komisyonun ilk ve son toplantısı arasındaki toplumsal destek oranlarına bakıldığında çok rahat biçimde anlaşılabilecek bu durum, komisyondan talep edilen asli fonksiyonun icra edilmesi beklentisini yoğunlaştırmaktadır. Bir diğer husus ise olağanüstü dönemleri olağan dil ve pratiklerle yönetme çabası. Mevcut koşullarda Türkiye’nin kimilerine göre elli kimilerine göre de iki yüzyıllık bir sorununun çözülmeye çalışıldığı bu süreçte, olabildiğince radikal adımlar atmak ve süreci belirli bir noktaya ulaştırmak bir zorunluluk.
Sürecin hem toplumsal desteği ile ilgili kısmı hem de yönetme biçimine etki eden bir diğer husus da sürecin paydaşı olan DEM Partisi’nin son dönemdeki söylemleri. Mecliste ortaya çıkan sloganlar ve sonrasında DEM’in........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d