Para mı sağlık mı?
Ne zor soru değil mi?
Sağlık sistemi ülkede her geçen gün hizmetten ziyade eğitim kurumları gibi para kazanılması gereken bir sektöre dönüştü. Özel hastaneler astronomik rakamlarla muayene ve ameliyatlar yaparken, devlet hastaneleri eski alet edevat ve teknoloji ile, her geçen gün ağırlaşan hasta portföyünün getirdiği sorunlarla hizmet etmeye çalışıyor. Yeni açılan şehir hastaneleri teşhis için gerekli olan personel, alet edevat ve laboratuvar hizmetlerini bir araya toplamış, lüks devasa AVM'ler gibi pek çok şehirde yükseliyor. İnsana görüntüsü ile güven veriyor.
Teşhis tamam, peki ya tedavi?
Genç pırıl, pırıl doktorlar ise tecrübe kazanmak için seçtikleri meslekte sabırla ve inatla devlet hastanelerinde, polikliniklerde hasta bakmaya, kendilerini adeta stajyer gibi geliştirmeye çalışıyorlar. Şehir hastanelerinin görüntü cazibesi onları da cezbediyor.
Bazı ülkelerde; hastalara hastane öncesinde ne gibi hizmetler sunulduğunu gördüğümüzde ise, insana insan olarak değer veren yönetimleri kutlamamız gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar bizim sağlık bakanımız her türlü sorunu hallettik, sağlıkta çağ atladık dese de hastanelerin şehir hastanesi olması, ambulans hizmetlerinin mükemmel bir çizgiye getirilmesi dışında yerelden kaynaklanan özelliklerimizi dikkate almadıkları için pek bir şey yapamadıkları, toplu bir çözüm üretemedikleri ortada.
***
Sorunun geneline baktığımız zaman giderek sağlıksız bir toplum olmamızın........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon