Konuşmak ve susmak (1)
Acaba dedi;
Sustu.
Yazıyordu…
Eli kolu titredi;
Bekledi.
“Hürriyet…”
Diyecek oldu;
Arkadaşları dürttü.
”Hakkın hatırı…”
Bütün hatırların önündeydi…
Ama, şey, yani…
Zormuş, be!
Susmak bile…
Bile bile…
AH
Fotoğraf bilgisi:
Yanımdaki hemen her şeyi konuşabildiğim Cemil Ertonga. O, edebiyatta okurken ben yeni öğretmen…
Yirmi iki yaşındayım. Ülkeyi kurtarmak üzere yola çıkmışız(!) Hey hey!
Nerelerdeydiniz ey büyüklerim; mihmandarlığınızın beni -kaç- yolda bıraktığını; tebessümünüzü çoğaltmak için diyeyim! Ama çoğunuz hak dünyada; biz henüz bu yalan yerdeyiz.
Biraz merhamet edeydiniz ya biz gençlere! Çok vakit kaybetmişim çok. (Daha uzaklara gidersem gelmemiz uzun zaman alabilir.) Gel gör ki gitmek de gerekiyor.
Sizlere de bir şey diyemiyorum; siz de uzakmışsınız hayatın her ân yeni davetine; benim gibi…Kendinize bile.
Taptaze heyecanlar, ümitler içindeydim.
O eski bavulumsu çantalar elimde… Omuz düşüren…........
© Yeni Asya
