Akıllı ilaç ne kadar akıllı…???
Günümüz şartlarında sağlık sistemi her geçen gün daha da ticarileşen bir alana dönüşmüş durumda. Bu dönüşümle birlikte “kemoterapi, radyoterapi veya kortizon gibi ağır yan etkileri olan kimyasal ilaçlara alternatif olarak” kulağa oldukça cazip gelen “akıllı ilaç” gibi kavramlar da kamuoyunun karşısına sıkça çıkar oldu.
Peki gerçekten de “ağzımızdan aldığımız bir kimyasal hap,” vücudumuzun özellikle sindirim sistemimizin ve karaciğerimizin karmaşık biyokimyasal işleyişi içinde “hedefe kilitlenmiş bir roket gibi diğer hücrelerimize zarar vermeden, sadece etki etmesi gereken hasta veya hasarlı noktaya ulaşıp orayı mı imha ediyor?” Bu sorunun net cevabını alabilmek için vücudumuzda ki organ ve sistemlerin nasıl çalıştığını birazcık bilmemiz yeterlidir…
Ağzımıza attığımız her kimyasal hap, “ister basit bir vitamin olsun ister yüksek teknoloji ürünü bir ilaç olsun” ilk olarak sindirim sistemine girer. “Mide asidinden bağırsak enzimlerine kadar birçok kimyasal bariyerden geçmek zorundadır” ve “vücudumuz da ki hiçbir organ ya da sistem torpil nedir bilmez.” Yani vücudumuzda ki hiçbir organ ya da sistem “yuttuğumuz hapın içerisinde ki maddeler özelmiş, bu hap akıllı ilaçmış buna özel muamele yapalım” demez.
Çünkü; ağzımıza aldığımız her şey, yaradılış gereği DNA’mıza........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden