menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Öğünlere göre yemeğin değişen anlamı: Tabağın zamanı var mı?

34 1
26.07.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

26 Temmuz 2025

Sabah kahvaltısında bir tabakta yumurta gördüğümüzde bunu son derece doğal karşılarız. Hatta çoğu kültürde yumurta, “kahvaltılık” denince akla ilk gelen gıdalardandır. Öte yandan akşam yemeğinde önümüze bir tabak menemen (domatesli yumurta) gelse yadırgayabiliriz -oysa akşam somon balığı veya köfte yemek bize gayet normal gelir. Peki yiyeceklerin “sabah” veya “akşam” olarak sınıflandırılması nereden geliyor? Tabağın gerçekten zamanı var mı? Bu yazıda yemeklerin günün saatine göre nasıl anlam değiştirdiğini tarihsel ve kültürel bir perspektifle inceleyerek, kahvaltı–öğle–akşam kalıplarının oluşumunu ve kırılmaya başlayan tabularını keşfedeceğiz.

Yüzyıllar boyunca insanların günde kaç öğün yediği ve bu öğünlerde ne tükettiği toplumsal koşullara göre değişti. Orta Çağ Avrupa’sında “kahvaltı” çoğu zaman resmi bir öğün bile sayılmazdı. Soylular güne hiçbir şey yemeden başlar, ilk büyük öğünlerini gün ortasında yerlerdi; sabah erken yemek yemenin sağlığa zararlı veya hatta oburluk olduğuna dair inanışlar vardı. Çiftçiler ve çalışan kesim ise enerjiye ihtiyaç duydukları için sabahları işe koyulmadan önce bir parça ekmek, bira veya basit yiyeceklerle karın doyururdu. Kahvaltının ayrı bir öğün olarak yaygınlaşması, erken modern dönemden itibaren özellikle Sanayi Devrimi sırasında – hızlandı; bilim insanları güne başlamadan önce beslenmenin faydalarını dile getirmeye başladı ve işçiler için pratik, enerji dolu sabah öğünleri önem kazandı.

Aslında belirli “kahvaltılık” yiyecekler kavramı da tarihte oldukça yenidir. Yiyeceklerin sadece belli bir öğüne ait olarak görülmesi, büyük ölçüde modern dönemde gelişen kültürel kodlar ve pazarlama stratejilerinin bir sonucudur. 19. ve 20. yüzyıllarda gıda endüstrisi, bazı ürünleri özellikle kahvaltıyla özdeşleştirdi örneğin mısır gevreği reklamları veya “kahvaltı günün en önemli öğünüdür” sloganları bu dönemde yaygınlaştı. Sonuç olarak, birçok toplumda yumurta, süt, tahıl gevreği, reçel gibi besinler sabah öğününe özgü kabul edilir hale geldi. Oysa tarihsel açıdan bakıldığında, uzun süre insanlar ellerinde ne varsa onu yemiş; “kahvaltı yemeği” kavramı katı değildi. Nitekim yalnızca kahvaltıda yenir diye düşündüğümüz pek çok yiyeceği sadece bu öğüne özel kılma alışkanlığı görece modern bir olgudur.

Kahvaltı ve akşam yemeği arasındaki ayrım, coğrafyadan coğrafyaya çarpıcı biçimde farklılık gösterir. Avrupa kültürleri içinde bile çeşitlilik büyüktür. Örneğin İngiltere gibi ülkelerde “tam kahvaltı” geleneği vardır: sabahları yumurta, pastırma, sosis, fasulye, kızarmış ekmek gibi oldukça doyurucu ve kalorili tabaklar tüketilir. Bu gelenek, Viktorya Dönemi’nden beri özellikle İngiliz işçi sınıfına enerji sağlamak için yaygınlaşmıştır. Buna karşılık Fransa ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde kahvaltı son derece hafiftir genellikle bir fincan kahve ve kruvasan veya ekmekle geçiştirilir. Gerçekten de İtalyan ve Fransızların tercih ettiği “continental kahvaltı”, bir uyarıcı (kafeinli içecek) ve bir karbonhidrattan ibarettir; örneğin sabahları cappuccino yanında kruvasan yemek bu kültürlerde normeldir. Akşam yemeği ise Güney Avrupa’da günün ana öğünü olarak görülür ve geç saatlere kayabilir (örneğin İspanya’da akşam 9-10’da yemek yaygındır).

Avrupa’nın aksine Asya toplumlarında kahvaltı ile diğer öğünler arasındaki çizgi daha belirsiz olabilir. Pek çok Asya mutfağında, sabahları da tıpkı öğle veya akşam vakti gibi pişmiş, sıcak yemekler yenir. Örneğin bir Japon ailesinin geleneksel kahvaltısında ızgara balık, buharda pirinç, miso çorbası, nori (deniz yosunu) ve turşu çeşitleri bulunabilir. Hatta Japonya’da kahvaltıda en sık tercih edilen protein kaynağı balıktır en çok somon yenir, onu kurutulmuş uskumru izler. Böyle zengin bir sofra, Batılı alışkanlıklara göre “akşam yemeği” kadar ağır görünebilir. Nitekim Batılı birine balık veya çorbayla güne başlama fikri tuhaf gelebilir; zira Batı kültüründe balık, pirinç, çorba gibi öğeler çoğunlukla akşam öğününe ait sayılır.

Geleneksel bir Japon kahvaltısı: Izgara balık, miso çorbası, pilav lapası (okayu), turşular ve yumurta gibi çeşitlerle son derece doyurucu bir sabah öğünü. Batıda “akşam yemeği” kabul edilebilecek........

© T24