menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Çeper Kolektifi, sistemin ötekileştirdiklerini bir araya getiren, geçimsizliğinden kolektif bir direnç yaratan bir alan”

10 10
08.06.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

08 Haziran 2025

19 Mart darbesi, Türkiye’de zaten kaygan zeminde bulunan taşları yerinden oynattı, oynatmaya da devam edecek gibi görünüyor. Bu süreçte, muhalefetin kritik noktalarındaki isimler hukuksuz, “yaratıcı” sebeplerle tutuklandı, haklarında halen devam eden soruşturmalar açıldı. Müebbet yemiş çocuk katili adam muhalefet liderini tokatlarken, özel kasasından mermi çıkan koruma müdürü parmaklıklar ardına tıkıldı. İki buçuk aydır her kesimden milyonlarca insan yaşanan bu adaletsizliğe sesini yükseltirken, üniversite öğrencileri de elbette bu duruma sessiz kalmadı ve anayasal haklarını kullandıkları için onlar da hapse atıldı. Sonra nedense (!) tahliye edildiler. Ama yaşadıkları, gençler için bir başlangıç, şimdiye kadar ellerinden alınan haklarını tekrar elde etmek, susmama haklarını sonuna dek kullanmak için bir kırılma ânı oldu. Çeper Kolektifi de 19 Mart sürecinde 2000 yılı ve sonrasında doğan üniversite öğrencileri tarafından temelleri atılan, sadece gençlerin değil, sistemin, merkezin dışına atılan herkesin, tüm “ötekilerin” sesi olma amacıyla kurulan bağımsız bir kültür-sanat oluşumu olarak yola çıktı. “19 Mart bir kırılma noktasıydı. Ama mesele sadece o güne indirgenemez. Öğrenci hareketi, bu kolektif, yalnızca bir güne tepki olarak doğmadı. Bu, yıllardır hakları adil olmayan biçimde ellerinden alınmış, susturulmuş, görmezden gelinmiş bir jenerasyonun birikmiş sesidir,” diyen Çeper Kolektifi’yle, dertlerini, kuruluş amaçlarını, 1 Haziran’da Karşı Sanat’ta açılan ilk etkinleri “Çentik” adlı sergilerini ve bundan sonra yapacaklarını konuştuk.

NOT: 300 kişinin katılımıyla gerçekleşen “Çentik” sergisine katılan sanatçıların isimleri şöyle: Ali Can, Andre, Aybüke, Beste, Cul de Sac, Dodi, Ebrar Beyza Turan, Eda, Eda Ege, Efsa Kocakulak, Emin Çelik, Esra Marangoz, Firdevs, Gia, Gizem, Gülsüm Dursun, Hümeyra Pekkaya, İrem Özer, Kübra Kivi, Kübrik, Mavi, Mehmud, Mert Palut, Mjna, neCva, Nihan, Nil Göksu, ÖTE, Özcan Yaman, Rana Karahan, Sema Ceylan, Şevval, Taha Yiğit Efe, Yusuf Özcan.

- “Sisifos Söyleni”ni tekrar okumaya başlamışken, “çeper” sözcüğünün sizden öğrendiğim Farsça’daki bir karakteri tasvir ederken kullanılan -sizin deyiminizle- “Aynı zamanda bir karakteri de betimler: huysuz, geçimsiz, aykırı. Yani düzene uymayan, uymak istemeyen, başka bir ihtimali arayan,” anlamı iyi denk geldi. Camus de biliyorsunuz; “uyumsuz” olarak tanımlar buna benzer “karakter”i. Ve aslında bir yerden sizinkiyle temas edebilecek bir derdi vardır onun kastettiği karakterin. Sizin derdiniz dedir önce oradan başlayalım…

Derdimiz yaşadığımız gerçekliğin idrakine varmak ve bir arada durmak konusunda ısrarcı bir demet insan olarak sorunlara karşı çözüm için tartışma eksenini genişletmek. Çeper, dışarıda bırakılanların, merkez tarafından susturulanların, norma itaat etmeyi değil kendi varoluşunun koşullarını üretmeyi seçenlerin alanı olarak var. Kenara itilmiş bizler; süreç boyunca birlikte hareket etmeyi, paylaşmayı ve bu yazıda olduğu gibi birlikte üretmeyi deneyimledik. Bu süreçteki bütün........

© T24