Muhteşem Ekim 2: İsmet İnönü Moskova’da
Ekim Devrimi’nin 108. yıl dönümüne doğru giderken yazı dizisine bıraktığımız yerden devam edelim.
Ekim Devrimi geçen yüzyılı bütün gücüyle etkilemişti. Dünya sermaye sınıfının kendi içinde düdük çalıp oynadığı bir yer olmaktan çıkmış, emekçi sınıflar ilk kez dünyaya şekil verebilen bir siyasi iradeyi bu çapta gösterebilmişlerdi.
1923 Devrimiyle kurulan Cumhuriyet bu iradeden derinden etkilendi. 1923’ün burjuva devrimi karakterine rağmen özellikle ilk 20 yıl kadar bir süre Sovyetlerle karşılıklı dayanışma içinde olundu.
Bu esnada Cumhuriyet’in kurucu kadroları ve Sovyet kadroları karşılıklı birçok ziyarette bulundular. 1923’ün burjuva karakteri devletten bağımsız olarak gidenlerin döndüklerinde soruşturmaya uğraması veya tutuklaması olarak kendini gösteriyordu. Ancak birbirlerinin sınıfsal özelliklerini bildikleri için genellikle bu durum sürüp giden dayanışmaya büyük bir zarar vermedi.
Bu yazıda Ekim Devrimi’ni anarken Cumhuriyet’in erken döneminde birkaç önemli ziyarete değinelim. Bu konuda tarihçi Gözde Somel’in araştırma makalesine meraklı okuyucular bakabilirler.
Burada ele alacağımız ilk seyahat Mehmet Sabri Toprak’ın 1925’te gerçekleştirdiği Sovyetler Birliği ziyareti.
Yakın tarihimizin bu önemli kişisi genellikle artık sadece ilgili akademisyenler tarafından hatırlanıyor.
1909’da İttihat ve Terakki’nin Genel Sekreteri olan Mehmet Sabri, Partinin asker olmayan kadrolarından. Telgraf ve telsiz üzerine yurtdışında eğitim görüyor ve aslında bir iletişim mühendisi olarak Osmanlı’da memurluk yapıyor. Mustafa Kemal’in yakın arkadaşı, öyle ki Mustafa Kemal İstanbul’a gittiğinde Mehmet Sabri’nin Moda’daki evinde kalırmış. İstanbul Meclisi’ndeyken 1919’da İngilizler tarafından tutuklanıp Malta’ya sürülüyor.
Malta’dan dönünce Anadolu’ya geçip Ankara merkezli devrimci mücadeleye katılıyor.
Geçerken değineceğimiz konu, 1923’e katılan kadroların aslında yaşamlarına iki devrimi sıkıştırdığı, 1908 ve 1923.
Mehmet Sabri Toprak Tarım Bakanı olur olmaz Sovyetler Birliği’ne gidiyor ve Sovyetler Birliği’nde 46 gün, yani bir buçuk ay ağırlanıyor.
Bu süre bir bakanın başka bir ülkede geçirdiği vakit olarak günümüz emperyalizm dünyasında imkânsız olarak gözüküyor. Daha sonra Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ve Türkiye arasında da bu kadar uzun........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein