Doğancan Özsel & Armağan Öztürk yazdı | Siyasetin en yüksek tonu: Mansur Yavaş’ın mesafeli sessizliği
AKP ile CHP arasında pazarlık konusu olduğu bir süredir kulislerde konuşulan “kurumsal siyasete dönüş” ihtimalinin, İmamoğlu davasının TRT’de yayınlanması önerisine Bahçeli’nin olumlu yaklaşması ile birlikte yeni bir evreye girdiğini düşünmüştük. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP, MHP ve DEM ittifakından bahsetmesi, ana muhalefete ihtiyaç duymayan Meclis hesaplarına kapı açmış görünüyor. Artık Erdoğan’ın CHP’den gerçekten bir şey bekleyip beklemediğinden emin değiliz. Ana muhalefeti Ankara siyasetine yeniden dahil etmek yerine, üzerindeki hukuki baskıyı artırmak ve Kemal Kılıçdaroğlu kartını masaya sürerek CHP’yi kendi iç gerilimleriyle baş başa bırakmak, iktidarın bundan sonraki oyun planının ana stratejisi olabilir. Buna karşılık CHP ise tavizsiz duruşunu sürdürüyor ve Özgür Özel’in Erdoğan’a yönelik eleştirileri her geçen gün sertleşiyor. CHP’nin sokakta siyaset yapan bu tavrı, muhalefet cephesinde enerjiyi canlı tutmayı da başarıyor.
Ancak herkesin bildiği sır şu: Eğer seçimler gerçekten 2028 yılında yapılacaksa, İmamoğlu sembolizmi üzerinden yaratılan siyasi enerjiyi iki yıl boyunca aynı düzeyde tutmak kolay olmayacak. Dahası, bu enerji yavaş yavaş dağıldıkça ve örgütte şu an gözlemlenen azmin yerini yılgınlık almaya başladıkça, partinin kendi içerisinde bir muhasebe sürecine girmesi de kaçınılmaz olacak. Erdoğan’ın beklentisi kuşkusuz bu iç tartışmanın çok daha erken başlaması, çok yıkıcı bir biçimde tecelli etmesi ve parti içerisinde bölünmelere yol açmasıydı. Ancak bugüne kadar böylesi bir iç hesaplaşma yaşanmadı.
Parti türbülanstan geçse de dağılmamayı başardı. Bu durumun birkaç nedeni var: Birincisi ve belki de en önemlisi, İmamoğlu soruşturmalarına yönelik kamuoyunda yaşanan inandırıcılık sorunu. Soruşturma ilk günden itibaren çok güçlü kanıtlarla açılmış olsaydı, muhalefet aktörleri İmamoğlu’nun arkasında durmak konusunda daha mütereddit olabilirdi. Oysa bugüne değin muhalefetin içinden İmamoğlu aleyhine bir eleştiriye neredeyse hiç rastlamadık. CHP’liler, soruşturma sürecindeki eksikleri ve 19 Mart’tan bu yana ana muhalefet partisi üzerinde uygulanan baskıyı, İmamoğlu’nun masumiyetinin bir teyidi olarak........
© Medyascope
