Tapuda gerçek değerin gölgesi: Düşük beyan, yüksek risk
Türkiye konut piyasasında uzun süredir iki temel yapısal sorun dikkat çekiyor: Tapuda beyan edilen bedellerin gerçek satış fiyatlarını yansıtmaması ve kamunun yön verebileceği kapsamlı bir taşınmaz değer haritasının eksikliği. Bu sorunlar sadece mali açıdan değil; piyasa güvenliği, planlama ve yatırım ortamı açısından da ciddi sonuçlar doğuruyor.
Geçtiğimiz günlerde bu iki başlıkta dikkat çekici gelişmeler yaşandı. Bir yandan Gelir İdaresi Başkanlığı üzerinden yürütülen analizlerle tapuda düşük bedel beyan eden alıcı ve satıcılara tebligatlar göndermeye başladı. Diğer yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, tüm Türkiye’yi kapsayacak dijital değer haritası sisteminin uygulamasını resmen başlattı. Bu iki adım, konut piyasasında daha şeffaf ve veri temelli bir dönemin başladığını gösteriyor.
Mevcut mevzuata göre, konut alım-satım işlemleri tapuda tarafların beyan ettiği değer üzerinden yürütülüyor. Ancak bu sistem özellikle ikincil satışlarda, tarafların gerçek piyasa fiyatının çok altında beyan vermesine neden olabiliyor. Böylece hem tapu harcı hem de değer artış kazancı vergisi ciddi ölçüde azalıyor. Kamunun vergi kaybı bu işin sadece bir boyutu. Daha derin boyutta ise; finansal sistemin teminat mekanizmalarının........
© Dünya
