Hesap vermek, hesap sormak...
İBB iddianamesi beklendiği üzere fırtına gibi o pek sakin (!) gündemimizin merkezine oturdu. Bu fırtına ne ekip ne biçer sorusu ise kocaman bir bilmece. Çevir çevir bitmeyen binlerce sayfa, tek bir kişiye 2 bini aşkın insan ömrünü geçebilecek hapis talebi, tartışmalı gizli tanık ifadeleri... Yargı süreci kuşkusuz ülkemizin demokrasi ve hukuk tarihi açısından da kritik bir evreyi işaret ediyor.
İktidar cephesinin “hemen sandık” çağrılarını görmezden gelerek CHP’ye yönelik baskısı, seçilmiş İBB başkanı ve partinin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu merkezli iddianame ile yeni bir dönemeçte. Amaç, CHP’yi hem seçmen gözünde itibarsızlaştırmak hem de parti içindeki krizleri de kaşıyarak yorup yaralamak. Ancak iktidarın görmediği ya da görmezden gelmek istediği konu, seçmenin ülkeyi saran kriz halinden bunalmış olması. Ekonomiden barınmaya, eğitime, şiddete, çevre kıyımına her alanda yakıcı sorunlara karşı yetersizlik hali yurttaşın omzundaki yükü her geçen gün artırıyor. İktidarın faturayı hep yurttaşa kesmesine, muhalefeti adeta düşmanlaştıran kutuplaşma iklimine geçit vermesine eleştiriler yükseliyor.
Yurttaş, İmamoğlu’na iddianamede 142 suçtan yaklaşık 2 bin 352 yıla varan hapis istenirken çocuk, kadın katillerinden çete, mafya liderlerine; rant uğruna yönetmelik ve mühendisliğe aykırı bina inşa eden kirli........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein