menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İKTİDAR ve MUHALEFETİN ORTAK YÖNÜ;KİBİR

9 0
06.10.2025

Yazıyı Max Weber’in “Bir Meslek Olarak Siyaset” konferansının son paragrafında yer alan siyasete çağrısıyla başlayalım.
“Siyaset, kalın tahtaları delmek gibi güç ve yavaş ilerleyen bir uğraştır.
Hem tutku ister, hem geniş görüşlülük. Tüm tarihsel deneyim şu gerçeği kesinlikle doğrular: İnsanoğlu hep imkansıza erişmek istemeseydi, mümkün olana da ulaşamazdı.
Ama bunu yapmak için de insanın bir önder olması, hatta sözcüğün en ciddi anlamında bir kahraman olması gerekir. Önder ya da kahraman olmayanlar ise, en büyük umutsuzluk anlarında bile cesareti ayakta tutacak bir yürekliliğe sahip olmalıdırlar.
Bugün gerekli olan da tam budur, yoksa insanlar bugün için mümkün olanı bile elde edemeyecekler.
Siyasetin çağrısını, ancak ve ancak, önerdiği şeyler için dünyayı fazlasıyla aptal ve fazlasıyla adi bulduğu halde tereddüt etmeyen kişi yerine getirebilir.
Ancak ve ancak, bütün bunlar karşısında “Her şeye karşın” diyebilen kişi, siyasetin çağrısına koşabilir.”
Ülkemizde siyaseti kavga üzerinden yapmak isteyenlerin varlığı siyaset kurumuna güveni zedelemektedir.
Beşeri ve siyasi nezaket kurallarını bilen siyasetçi, gazeteci, akademisyen ve kanaat önderi düzeyinde olduklarını düşündüğümüz insanlarda da bu hastalıklı durumu gözlemliyorum.
TBMM yeni yıl açılış programında çekilen birkaç kare fotoğraf üzerinden kopartılan fırtına, yapılan yargısız infazlarla insanların “Duygu durumları” tahrik edilerek manipüle ediliyor.
Ve kutuplaşma siyaseti bu anlayıştan beslenmekte.
Siyaset erbabı da her şeyi buna göre tanzim etmeye çalışmakta.
Mesela, bütçe görüşmelerinde meclisin semtine uğramayan Cumhurbaşkanı yeni yıl açılışlarında meclise gelerek tartışmalara sebep olacak eylem ve söylemlerde bulunmakta.
Cumhurbaşkanı bir önceki yılın meclis açılışına da gelmiş, çiçeği burnunda, Yerel Seçimlerde partisini açık ara birinci parti yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile fotoğraf vermiş, ne hikmetse o zaman diğer liderlerle fotoğraf verme ihtiyacı duymamış, ihtiyaç duyduğu “Normalleşmeyi” CHP ile yapabileceğini düşünmüş ve yeterli görmüştü.

CHP bu yıl meclis açılışına katılmayarak boykot etti.
Bu durumdan siyasi fayda sağlamak isteyen Erdoğan Meclis Başkanını devreye sokarak davet edilmelerini sağladı.
Meclis Başkanı, “Terörsüz Türkiye Komisyonuna” verdikleri destek gerekçesiyle grubu bulunan parti liderlerini resepsiyon salonuna davet ederek hem teşekkür etti hem bu fotoğrafın çekilmesini sağlamış oldu.
Buraya kadar her şey normal görünüyor.
CHP’nin meclis açılışına katılmamasını demokratik bir hak olarak görmek gerekir.
CHP, açılış programına katılmama gerekçelerini kamuoyuna açıklamış ve Cumhurbaşkanının yargıyı kullanarak partilerine karşı yaptığı operasyonları katılmamaya gerekçe olarak olarak göstermişti.
Bu gerekçeyle programa katılmaması meşru ve normaldir.
Ancak, CHP adına birilerinin........

© Antalya Son Haber