Etrafımızda tehlike var ey milletim!

O zaman milli Sanayii çok önemlidir! Caydırıcı güç olmak gerekir... Aksi takdirde yem oluruz, yaşadığımız bu dünyada...

Milli Sanayii konusunda çok geç kaldık...

Hep içerdeki işbirlikçiler engelledi... Buna rağmen bugün önemli bir noktadayız hamdolsun!

Bu işbirlikçilere rağmen adım adım önümüzdeki engelleri kaldırmalıyız!

En önemlisi ise "Milli insan" yetiştirmek!

Ve daha önemlisi de "kaliteli insan" yetiştirmek!

Çok az milli ve kaliteli insan yetiştirdik... Ve ne yazık ki, bunlara sahip olamadık. Beyin göçü yaşadı ülkemiz... Bunu acilen durdurmalıyız!

Milli ve manevi değerlere dayalı bir aile yapısı kurmak!

Bizi millet olarak ayakta tutan en önemli değerimiz ailemizdir... Kendimiz, kendi ailemize büyük zararlar verdik. TV proğramları, diziler ve sözde sanatçıların hal ve hareketleri Türk aile yapısını yozlaştırdı...

Ve dram hala devam ediyor! Elbet bir gün, yiğit bir insan dur diyecek inşaallah!

Neslimize kültürümüzü, örf ve adetlerimizin öğretilmesi gerekir!

Neslimiz, bize ait değerlerimizi bilmiyor! Taklid ediyoruz ve kompleks yaşıyoruz... Bu bir utançtır!

Kendisine "Dilaçar" soyadı verilmiş olan

Agop Martayan, asıl adıyla Agop Dilaçar,

Türk Dil Kurumu'nun (TDK) ilk Başuzmanı'dır. Ermeni kökenli olan Dilaçar,

Türkçe üzerindeki çalışmalarında etkili olmuştur.

Agop Martayan, 22 Eylül 1932 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirilen Türk dili konferansına davet edilir ve 1934 yılında Türk Dil Kurumu'nun Başuzmanı olarak atanır.

Agop Dilaçar, Türk Dil Kurumu Başuzmanı, yani Başkanı olarak 45 yıl görev yaptı. Türk diline en büyük ihaneti yaparak görevini tamamladı!

Agop Martayan, Cumhuriyet’in dil politikalarının baş uygulayıcısıydı. Bunun için çok uğraştı.........

© Akasyam