"KURTULUŞ"
“KURTULUŞ” büyülü bir sözcüktür. Özgürlük, umut, mutluluk barındırır. Birikmiş karanlığı ardında bırakır.
KURTULUŞ kavramı, dünyaya gözünü Atatürk Türkiyesi’nde açanlar için özgür ve bağımsız bir vatan uğruna can vermenin onurunu, yılmadan mücadele etmenin azim ve kararlılığını, uygar bir birey olarak yaşamanın umudunu yılları aşarak yüreklere taşır.
KURTULUŞ, kollektif bir eylemdir. Tek başına kurtulmak için yola çıkanları, düşman zırhlısına binerek kaçanları, düşmanla işbirliği yapıp vatanı satanları millet affetmez.
Kurtuluş Savaşı sadece düşmana karşı kazanılmamıştır. İhanetçilere karşı da kazanılmıştır.
Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Mücadelesini iki cephede sürdürmüştür. Dış cephede düşmanla savaşırken, iç cephede ihanetçilere karşı amansız bir mücadele vermek zorunda bırakılmıştır.
• Savaşın en kritik günlerinde Meclis içindeki muhalif grup, başkomutanlık yetkisini elinden almaya ve onu Ankara’dan uzaklaştırmaya çalışmıştır.
• 2 Aralık 1922’de sunulan bir yasa teklifi ile milletvekili olma hakkının o günkü Türkiye sınırları içinde doğmuş olmaya veya sınırların dışında doğmuş ise, seçim bölgesinde 5 yıl ikamet etmiş olma şartına bağlanması istenerek milletvekili olma hakkı gasp edilmeye çalışılmıştır.
• Cumhuriyetin ilanına en yakın silah arkadaşları karşı çıkmış, Halifeye sadakat beyanında bulunmuştur.
• İzmir suikast girişimi en yakın halkaya kadar gelip dayanmıştır.
Yarbay Mustafa Kemal’in Conkbayırında gözyaşlarını içine akıtarak askere verdiği “Sizlere taaruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hakim olur”........
© 12punto
