Nereden başlamalı?
Toplumun beslenme, barınma, eğitim, sağlık, ulaşım gibi ihtiyaçlarının; üretim yapılarak karşılanması gerekiyor. Bundan başka bir çare yok. Bir üretim ilişkileri modeli geliştirilmeli ve uygulanmalı. Her şeyin temelinde bu var.
Aşınmaya uğramış ilk bağlam da bu. Üretim ilişkilerinin iyi veya kötü olmasının ötesinde, bu bağlamın öneminin azalmış olduğunu söyleyebiliriz. Hem işçi sınıfı geri çekildi, hem de sol. Oysaki bu konuya önem verebiliriz ve üretim ilişkileri üzerine kafa yorabiliriz.
Buna kafa yormaya başladığımızda, ekonomi politiğe ve onun eleştirisine doğru yaklaşıyoruz.
Ülkenin ekonomik elbisesini kesen kesiyor biçen biçiyor. Biz buna bir söz söyleyecek miyiz ve söyleyeceksek ne söyleyeceğiz işte bütün mesele bu. Ben ülkenin ekonomik gidişatıyla ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum doğrusu. İstiyorum ama buna nereden başlamalı ve bam teli neresi?
Sadece bir panorama çizip bırakacaksak tamam ama ben sadece bir panorama çizip bırakalım demiyorum. Ekonomik koşulları işçi sınıfının lehine değiştirecek bir yöntemle hareket etmeliyiz. Amacımız bu olmalı. O halde en önemli yön, değişim yaratabilmek üzere harekete başlamak ve değişim yaratacak şekilde davranmak olarak düşünülebilir.
Diyelim ki sosyalizmin en doğru işleyiş olduğunu savunduk ya da döviz konusundaki sıkışıklığa dair çözümler düşündüğümüz ileri sürdük. Benim dediğim bu değil. Sadece nihai hedefin kendisini söylemiş olmakla siyasal faaliyet yürütemeyiz. Bu durum, toplumun etkileşime gireceği bir somutluk ve güncellik mesafesi yaratmaz. Toplum ortaya konulan hedefle bir bağ........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
John Nosta
Grant Arthur Gochin