menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gelenek ve yenilenme

25 0
08.09.2025

Herhalde modern İslam düşüncesine damgasını vuran kavram çiftlerinden biri gelenek ve yenilenmedir. İster geleneği eleştirip modernist bir tavrı bir benimsesin ister gelenekçi kabul edilsin ister modernistliğin veya gelenekçiliğin daha alt kategorilerinden birine dâhil edilsin hemen herkes bir tür yenilenmeyi savunmakta ve savunduğu yenilenmenin karakterine veya dozuna bağlı olarak gelenekçilikten gelenek karşıtlığına uzanan ayrıntılı yelpazenin bir yerine konuşlanmaktadır. Pek azı hariç bütün tavırlar, geleneğin bir şekilde yenilenmesine vurgu yapmakta ama yenilenmenin nasıl olacağı hususunda farklılaşmaktadır.

Geleneğin nasıl yenileneceği hem çok yönlü hem de çok katmanlı bir sorundur. Çünkü gelenek dediğimiz şey, tek yönlü ve yalınkat bir durumu ifade etmez. Hayatımız bir çırpıda ana hatlarıyla bile sayılması mümkün olmayan pek çok unsurun bir arada bulunduğu bir akıştır. İnançlar, düşünceler, sanatlar, adetler, alışkanlıklar, bilim kabul edilen bilgiler, tavırlar vs… Bunların hepsi tek bir nesne, olay veya olguda bir araya gelir. Bunlardan birine dokunmak farkında olarak veya olmayarak diğerlerine de dokunmak demektir. Bu sebeple bir şeye yapacağınız müdahaleyi onun ilişkili olduğu tüm unsurları hesaba katarak yapmanız, muhtelif unsurlar arasındaki uyum ve uyumsuzlukları takdir edebilmeniz gerekir. Maalesef “ben yaptım, gayet de güzel oldu” demekle mesele hallolmuyor. Herhangi bir alanda geleneğin ruhunu kavramadan yapılan yenileşme teşebbüsleri şayet kahir bir siyasi gücün desteğini alıp zor kullanma imkânına sahip değilse bir fikir yorgunluğu ve emek israfına dönüşüyor. Zorla dönüştürme çabaları ise uzun vadeli uygulamalarda bir dönüşüm gerçekleştiriyor ama hakiki bir yenileşme yapamıyor, sadece düşünce, inanç, duygu ve hayat tarzı parçalanmalarına yol açıyor.

Aslında muhtelif alanlardaki gelenekler uzun zaman diliminde oluşur. Tespit edebildiğimiz yahut edemediğimiz bir sıfır noktası veya kökten türeyen gelenekler, zaman içinde her alandan büyük üstatların katkıları ve toplumların yeni eklemeleri benimsemesi ve onlara sadakatiyle büyür, genişler, incelir ve dönüşerek devam eder. Bu süreçte gelenek ruhunu........

© Yeni Şafak