menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tefekkür ve muhabbet diyarı: Kargı

13 1
previous day

Adını yıllarca duyduğumuz ancak bir türlü icabet edemediğimiz Kargı pikniğinin ellincisiymiş bu seferki. Piknik kelimesinin bahane olduğunu, asıl maksadın aynı davaya gönül vermiş dava erlerinin hasretle kucaklaşması olduğunu yaylaya adım attığımız ilk andan itibaren hissetmiştik.

Programın başında bu pikniğin elli yıldır düzenlendiğini ve bu geleneği başlatan kahraman Nur talebelerinin büyük çoğunluğunun ahirete göçtüğünü öğrenince derin bir düşünceye daldım. Risale-i Nur’un şahs-ı mane-vîsi içinde, ebediyete kadar kazandıracak manevî bir şirketin ortağı olmanın ne anlama geldiğini yakinen müşahede ettim. Bu geleneği büyük bir şevkle başlatan o kahramanların dava arkadaşları, pikniği düzenleyen ve etrafta koşuşturan gençlere bakarak bu hizmetin asla aksamayacağını, bu bayrağın asla yere düşmeyeceğini düşünmüş olmalıydılar; zira mübarek yüzlerindeki sevinç ve gurur ifadeleri rahatlıkla okunuyordu. Etrafta hizmet için koşuşturan gençler, gelenleri muhabbetle kucaklayan kollar, Nur talebesine yakışan bir naiflikle muhatabını selâmlayan diller… sevinmemek, gururlanmamak mümkün değildi.

Programın yapıldığı yaylanın yamaçlarına bakan biraz uzaktaki köyün Şaban Döğen Ağabeyimizin köyü olduğu söylendi. Burada yayla evi de varmış, yazları tefekkür için geldiği. Ne güzel! Şaban........

© Yeni Asya