menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adalet ve kimlik mücadelesi

10 25
17.07.2025

“Bazı hakikatler vardır; susarsanız silinir, yazarsanız yaşar.”

İçinde bulunduğumuz Muharrem ayı vesilesiyle, Alevi-Bektaşi toplumunun karşı karşıya olduğu tarihsel ve güncel sorunlara dikkat çekmek istiyorum. Bu yazı bir özeleştiriden ziyade, toplumsal vicdana yönelik bir çağrıdır. Yıllardır Alevi kurumlarında görev yapan, halen de aktif sorumluluk üstlenen biri olarak; hem halkın ortak vicdanına, hem de yönetenlerin sorumluluğuna sesleniyorum.

Öncelikle Muharrem ayında oruç tutan, lokmasını paylaşan tüm canların niyetleri kabul olsun. Muharrem ayınız mübarek, aşureniz Hak katında makbul olsun.

Kerbela, yalnızca bir tarihsel acı değil; adalet uğruna verilen eşsiz bir direnişin sembolüdür. İmam Hüseyin’in ve Ehl-i Beyt’in uğradığı zulüm, hâlâ insanlık hafızasında taze bir çığlık olarak yaşamaktadır. Bu nedenle Muharrem,ayı yalnızca bir yas süreci değil; aynı zamanda adaletin, sabrın ve direnmenin tarihsel gerçeğidir.

Alevi-Bektaşi toplumu, Anadolu’nun en köklü inanç damarlarından biridir. Cumhuriyetin kuruluşuna harç olan bu inanç yolu, “eline, beline, diline sahip ol” ve “incinsen de incitme” ilkeleriyle yüzyıllardır toplumsal barışın temelini oluşturmuştur. Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık, devletin kurucu değerleriyle çelişmeyen bir inanç ve kültür birikimiyle yoğrulmuştur. Hacı Bektaş Veli’den Pir Sultan Abdal’a, Şah Hatayi’den Seyit Rıza’ya........

© Yeni Ankara