menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kudüs’ün çakıl taşı ve emannâme..

37 38
previous day

Kudüs’ün çakıl taşı ve emannâme..

HALİT KANAK

Güzide şâirlerimizden Necip Fâzıl Kısakürek; “Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar, onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar” derken Sezai Karakoç ta şiirinde Kudüs-ü Şerif’i “Gökte yapılıp yere indirilen şehir” olarak tanımlamıştır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da; “Kudüs-ü Şerif’e ait tek bir çakıl taşını dahi vermeyiz” sözüyle, işgâlci korsan devlet İsrail’e net şekilde tavrını koyarken, sanki şunu der gibiydi; “Seni düşünürken Ey Kudüs, çakıl taşın ısıtır yüreğimi..”

Evet, Sayın Cumhurbaşkanımız; Kudüs-ü Şerif’in bir çakıl taşının bütün dünyadan kıymetli olduğunu, hele de İsrail gibi zâlim bir devlete hiç verilemeyeceğini söyleyerek, sadece İslâm Coğrafyası için değil, neredeyse bütün insanlık adına tercüman olmuştur.

Kudüs… Mukaddes Şehir. Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz’in hayatından izler taşıyan mübârek belde.

"Mü’min miraçsız, miraç da Mescid-i Aksa’sız olamaz" diyerek ruhumuzun derinliklerinde sakladığımız Kudüs.. Kardeşleri Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere ile birlikte her dâim Müslümanların gündeminde olması gereken mübârek belde. Çünkü Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize peygamberlerin emanetidir. Geçmişin emanetine sahip çıkmak, günümüz soykırımına dur demek, fitneyi yeryüzünden silmek için en şiddetli mücâdeleden bile kaçmayız.

Merhûm millî şâirimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun ifâdesiyle;

“Zâlim ne kadar güçlü olursa olsun

Mazlûmun hakkını alana dek vuruşacağım..”

Zâten zâlim İsrail’in o kadar gücü olmadığı biliniyor. Yahudi, varlık sebebi İsrail’in güvenliği olan Amerika Birleşik Devletleri’ne, biraz da korsan devletlerinin kuruluşuna ön ayak olan İngiltere’ye güveniyor. Kime güvenirse güvensin, yanına kimi alırsa alsın, kim desteğe gelirse gelsin soykırımcı İsrail soykırımdan vazgeçmezse denize süpürülmekten kurtulamaz..

Savaşa mı girmemizi istiyorsun diyen bâzı kesimleri duyar gibiyim.

Yazdık.. Onlar için bir daha yazalım..

İnsanlık ölürken, kayıtsız mı kalacağız.. Hayır.

Zâten Allah Resûlü; “Cihat etmeyen ve Cihat etmeyi içinden geçirmeyen nifakın bir şûbesi üzerine ölür” buyurmuyor mu?

O hâlde bizlere ne oluyor da, bütün mukaddes değerleri ayaklar altına alarak soykırım yapan, bölgeye kan kusturan, önüne gelene saldırarak dünyaya meydan okuyan, fitne yuvası bir topluluktan mı korkacağız.

Şimdi tekrâren hatırlatalım… “Efendim, İsrail ile savaşırsak, bu ülkemiz için yıkım olmaz mı?” Hayır olmaz, olamaz..

Buradan Asil Milletimize sesleniyorum; bölgemizin hatta bütün dünyanın istikrarı için savaşmaktan korkmamalıyız. Bize İsrail ne yapabilir?

Hatta İsrail yanına ABD’yi alsa.. Olmadı İngiltere’yi alsa.. Daha da olmadı Abrupa Birliğini alsa (ki, çoğu AB üyesi ülke İsrail’e karşı) yine bize bir şey ya-pa-maz-lar…

Çünkü biz 6 Şubat depremi gibi dünyada yaşanabilecek en büyük felâketlerden birini yaşadık.. Yıkımı gördük.. 500 (Beşyüz) atom bombası karşılığı iki şiddete peş peşe mârûz kaldık.. Yine de Allah’ın izniyle bize bir şey olmadı.

Yukarıda saydığımız güçler bir araya........

© Yeni Akit