Türkiye'nin en uzun soluklu ve çok boyutlu sorunlarından biri olan Kürt meselesi, sadece bir güvenlik ya da etnik kimlik problemi olarak değil, aynı zamanda sosyo-kültürel, tarihsel ve siyasal derinlikleri olan çok katmanlı bir sorundur. Bu meselenin çözümünde yüzeysel veya günübirlik politikalar değil, uzun vadeli, kalıcı ve kapsayıcı yaklaşımlar gereklidir. Bu bağlamda Osmanlı tecrübesi, çok uluslu ve çok kültürlü bir toplumda Türkler ve Kürtlerin asırlar boyunca nasıl birlikte yaşadığını anlamak açısından dikkate alınmalı; bu birikimden çözüm için istifade edilmelidir.

Tarihten Ders Almak: Osmanlı Birliktelik Modeli
Türkler ve Kürtler, Osmanlı döneminde asırlar boyunca kader, kıvanç, keder, mefkûre ve inanç birliği içinde, barış ve dayanışma ile müşterek bir hayat sürdüler. Bu ortak yaşam tecrübesi, kültürel ve dini değerler etrafında örülen bir birlikteliğe dayanıyordu. Dolayısıyla, bu tarihî birliktelik modelinin detaylı biçimde incelenmesi ve çözüm süreçlerine entegre edilmesi elzemdir.

Kültürel ve Manevi Kalkınma Seferberliği
Türkiye'nin Kürt meselesini kalıcı biçimde çözebilmesi için, bölgede yalnızca güvenlik önlemlerine değil, geniş ölçekli bir kültürel ve manevi kalkınma seferberliğine ağırlık verilmelidir. Bu bağlamda;

Gerçekçi ve çağdaş bir eğitim anlayışı, bölge gençliğinin terör örgütlerinin etkisinden uzak tutulmasında kritik rol oynayacaktır.
Dini ve ahlaki değerleri merkeze alan programlar, halkın maneviyatını güçlendirecek ve toplumsal bağları yeniden kuracaktır.
Halkın gönlünü........

© Van Havadis