Sofralar şehirlerin anı defteri: Bir lokmada yüzyıllık hatıralar
Anadolu mutfağı, geçmişten günümüze uzanan lezzetleriyle, her tat ve kokuda yüzyıllık hatıraları canlandırır. Emekle hazırlanan her yemek, hangi millete veya dine ait olursa olsun, kültürel bir değer ve özel bir anıdır. Yiyecek-içecek kültürlerini anlayabilmek ve tanıyabilmek karın doyurmaktan çok daha fazla uzun soluklu bir serüven. Aslında her sofra gündelik hayatımızdan izler sunar. Evlerin, çarşıların hatta şehirlerin hatıra defterleridir, iç dünyalarının yansıması, hayat felsefeleridir. Lezzet hatıraları; milyon dolarlık kampanyalar, imaj tazelemeler gibi reklam çalışmalarının hiçbirine ihtiyaç duymadan yüzyıllardır yaşadılar. Onların en büyük reklamları belleklerimiz, güvenebilecekleri tek dostları ise bizleriz. Dinî kaynaklarda insanoğlunun tarihi, insanlığın babası olan Hazreti Âdem’in Allah tarafından yasak kılınmış elmayı unutarak yemesiyle başlatılır. Bunun yanında Hazreti İsa’nın son akşam yemeği, Hazreti İbrahim’in sofra kültürü ve Hazreti Muhammed’in “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözleri yemek yemeyi bir alışkanlıktan daha öteye taşır. Yemek yeme kültürünü değiştiren ilk unsur da coğrafya... Yaşanılan bölgenin iklimi ve yetiştirilen ürünler, beslenme alışkanlıklarının temelini oluşturur.
HER LEZZETİN TADI ÇIKARILMALI
Yüzlerce, kimi zaman binlerce yılda oluşmuş birikimler, muhteşem sıra dışı lezzetler, bıçak sihirbazları, baharatla dans edenler, tavalarda ocaklarda fırınlarda illüzyon yapan şefler, muhteşem mekânlar ile Türk mutfağı büyük bir potansiyel. Bazen bir tat, bir koku yeter eski günlerden güzel bir anıyı canlandırmaya… İşte tam da burada, sofralarımız bereketli olsun. Elini veren, gözünü değdiren, sözünü diyen diyemeyen, sevgimizi gören yemek dostları ile Anadolu’nun sımsıcak ve şık sofralarında buluşmanızı ve her anın, her lezzetin tadını çıkarmanızı diliyorum. Anadolu mutfakları, tatlı sohbetlerin, acı-tatlı hatıraların, yaşanmış ya da yarım kalmış hayatların; tadılmış, unutulmuş ya da hiç tadılamamış lezzetlerin yansımasıdır. Bu yüzden Anadolu lezzetleri, onları ortaya çıkaran insanlar kadar değerlidir. Bir köyü, kasabayı ya da şehri tanımanın, dolayısıyla anlamanın en iyi yollarından biri geleneksel mutfak kültürüdür. Çünkü mutfak kültürü hayatın ta kendisidir.
SINIFLANDIRMAK ÇOK GÜÇ
Anadolu’da yiyecek ve içecek kültürü öğrenmek, üretmek, birleştirmek, paylaşmak, özetle hayattır. Anadolu’nun sır lezzetleri, sahiplerinden hep uzun ömürlü olmuş. Teker, teker hatırlayamadık belki bu lezzetlerin sahiplerini ama o lezzetler hiç........
© Türkiye
