Bir Kez Daha Gerçekçilik
Gerçekçilik
Bir olayın çözümü için olaya gerçekçi çözümleme yapmak gerekir. Gerçekçi çözümleme yapılmazsa olay çözülmez. Bu konuda bir örnek, 1919’da Mustafa Kemal, nesnel çözümleme yapmasaydı bağımsızlık savaşını yitirirdi.
Bu yalın gerçek Türk halkını unutturuldu. Bağımsızlık karşıtı NATO’ya girildi. Ama buna bağımsızlık dendi... Halk, yıllarca gerçek dışı bir yaşama sokuldu. Gerçek dışı yaşama en büyük destek gerici… Karşı-gerçekçi edebiyattan geldi. Sistem gerici… Karşı-gerçekçi edebiyatı destekledi. Şimdi soru şu. Halkı gerçekçi kılmak için nereden başlamalı. Halkımız gerici Osmanlı’ya karşı edebiyatla… şiirle karşı çıkmıştır. İşte buradan yola çıkarak Türkiye’de edebiyatta Gerçekçiliği savunanlar var. Bu savunuculardan biri de yazar Sevim Kahraman… Şimdi Sevim Kahramanan’ın eleştirinin estetiği adlı yapıtı üstünde duracağım.
Gerçekçiliğin tanımı
Sevim Kahraman, gerçekçiliğin tanımı ile başlar. Gerçekçilik için şöyle der, “Gerçekçi denilince yapıt da yer alan her şeyin gerçek ya da gerçeğe uygun olması anlamına gelmez.” (Y-13)
Bu son derece önemli saptamadan sonra yazar Sevim Kahraman, gerçekçiliğin belirgin özelliğini vurgular, şöyle, “Sanat yapıtının bize bir bildirisi olması, gerçekçi bir yapıtın olabilmesi için ön koşullardan biridir. Ele alınan yapıtların bildirisi olup olmadığı üzerinde özellikle durulmuştur.” (Y-13)
Gogol
Sevim Kahraman, gerçekçiliğin yanlış anlaşılmasını Gogol’le önler.Burjuva ideologları, Gogol’un burun öyküsünü gerçekçiliğe karşı kullanırlar. Sevim Kahraman bunu da engelliyor.
Gogol’un “Burun” öyküsünde Kovalev burnunu yitirir. Burun daha sonra kendinden üstün bir üniformada görünür. Sevim Kahraman hem yanlış anlayışa, hem yanlış yorumu şöyle engeller. “Gerçek üstü olaylar bir bütün oluşturarak, Memur Kovalev’in kişiliğinde Rus toplumunun eziklik duygusuyla yaşamın beklentilerini ve iç sıkıntılarını ortaya koyar.” (Y-14)
Böylece kültürsüzlüğe karşı edebi kültürü görüyoruz Sevim Kahraman’da.
Öznel-Nesnel İlişkisi........© Tele1
