Diğer

02 Kasım 2025

“Dört Ayaklı Minare" önünde Tahir Elçi anması

Bu hafta sonunu önümüzdeki günlerde 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yapacağım konuşmalara hazırlanarak ve 28 Kasım 2015’te, 49 yaşında, çok sevdiği şehrinin simge yapılarından “Dört Ayaklı Minare”nin dibinde öldürülen Tahir Elçi’nin mücadelesini anlatan kitabı okuyarak geçirdim. Kitap hem çok anlayarak ve hissedilerek yazılmış hem de dil, kurgu ve araştırma olarak çok hakkı verilmiş. Bunların yanında ismi de çok iyi seçilmiş: “Hakikatin Peşinde Tahir Elçi”

Tahir Elçi ile yan yana Cizre, boşaltılan köyü Hebler, Nar, Diyarbakır, Faili Meçhuller, Uğur Kaymaz, AİHM, Ormaniçi, Avukat gibi birçok kelime gelebilir ama sanırım onun yaşamını özetleyen kelime hakikattir. Bu kelime sadece mücadelesine değil, onun kitapta ayrıntıları anlatılan kişiliğine de uyar; Tahir Elçi hakiki bir insandır.

Zaten 247 sayfalık bu kitap, hakiki bir insanın mücadelesi kadar acılarını, çaresizliklerini anlatır. Kitapta onun özel yaşamına dair pek bir şey yoktur; bunun bir nedeni kitabın böyle kurgulanmış olması olabilir ama diğer bir nedeni kitabın anlattığı dönemde hayat neredeyse mücadele ve acılardan ibarettir ya da özel yaşama dair konulardan söz etmek sakil durabilir. Ben kitabı, Tahir Elçi’yle koşar adım, bir halkın gördüğü o insafsız zulüm kadar, onun ve arkadaşlarının acılarını yeniden yaşayarak, hatırlayarak okudum; birçok yerde ise gözlerimin dolmasına engel olamadım. Burcu Karakaş’a bizleri Tahir Elçi’nin dünyasına ortak ettiği, onu daha çok anlamamızı, hissetmemizi sağladığı için teşekkür ederim.

Daha önce de yazdığım gibi ben ölmeden önce........

© T24