menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TERÖRSÜZ mü, ŞİDDETSİZ mi?

12 0
17.10.2025

Kesinlikle ve kesinlikle, en güçlü bir şekilde savunulan insanlar dahil Türkiye’de hiç kimse güvende değil.

Kötülük hızla çoğalıyor. Üstelik çeteleşerek, silahlı ve paralı olarak.

Cumhurbaşkanımız, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli sıkça “Terörsüz Türkiye” hedefini seslendiriyor. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel de bu hedefi desteklediklerini dile getiriyor. Türkiye için, şiddetsiz yöntemlerle, daha fazla kan ve gözyaşı dökülmeden gerçekleştirilmesi gereken en büyük hedef.

Cumhuriyet Türkçe’sini olabildiğince çok iyi konuşan ve yazan birisi olarak, yine olabildiğince, dilimizin içine başka dillerden alınan kelimeleri kullanmamaya özen gösteriyorum. Elbette, yerel veya ulusal tüm dillere saygı duyarak. Çünkü tüm diller, ulusların, toplulukların ve kültürlerin asla yok olmaması gereken ana iletişim kaynakları ve değerleridir. Diller, kimilerine göre binlerce, kanımca ise milyonlarca yıla dayalı farklı geçmişlerin bugüne taşınan ve yaşatılması gereken ürünleridir.

Bu nedenle, konu geldiğinde, terör kelimesini değil şiddet kelimesini kullanırım.

Elbette sadece Türkiye’de değil, Dünya’da da terör, silahlı mücadeleler bitmelidir. İnsanlar, sevgi, dostluk ve barış üçgeni içinde yüz yüze, göz göze konuşarak insana, hayvana, doğaya ve çevreye yönelik şiddeti sonlandırarak yaşamalıdır. Şiddet, en ağır suçtur ve her şiddet türünün mutlaka hukukta bir karşılığı bulunmalıdır.

Terörsüz Türkiye’yi elbette haklı olarak savunanlar, bunun için ömür ve emek verenler desteklenmelidir.

Terör veya şiddet, sadece silahlı, paralı, ulusal veya uluslararası düzeyde birlikte hareket eden yapıların silahlarını teslim etmeleri veya yakmaları ile sonlandırılamaz.

Bana göre ilk ve ivedi yapılacak iş, sonuçları bakımından tümü ağır olan, ancak ağır ve hafif diye nitelendirilen silah üretimleri, ticareti ve kaçakçılığı durdurulmalıdır. Son hızla giden bir arabanın ani fren yapması gibi durmalıdır, bireysel ve ülkesel silahlanmalar.

Savaşsız ve barış içinde bir dünya hedefi ile kurulan Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği örgütleri, bazı üyelerinin, kan ve gözyaşı dökülmesi için silah üretmelerini, silah bağışlamalarını ve silah kaçakçılığını önlemek zorundadır. Böyle bir hedefi gerçekleştirmek son derece zor olmasına karşın iki uluslararası........

© Sonsöz