Cumhuriyet ve silahlı kuvvetler
Bilindiği gibi Kurtuluş Savaşını yürüten silahlı kuvvetler, padişaha değil, halk egemenliğini gerçekleştirmek, emperyalizme karşı çıkmak ve ülkeyi işgalden kurtarmak amacıyla kurulan TBMM hükümetine bağlı olan silahlı kuvvetlerdir. Padişah, Kurtuluş Savaşını başlatan komutanları idama mahkum ettiği gibi, emrindeki kuvvetleri de Kurtuluş Savaşını yürütenlere saldırtmıştır.
Dolayısıyla ülkenin düşman işgalinden kurtarılmasını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan bu silahlı kuvvetlerdir. Mustafa Kemal bu kuvvetin günlük siyasete alet edilmemesi için, askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğini belirtince, örneğin Kurtuluş Savaşı komutanlarından Mareşal Fevzi Çakmak, askerliği tercih edip milletvekilliğinden istifa etmiştir. Kurtuluş Savaşına katılan İsmet İnönü ve Kazım Karabekir gibi pek çok komutan ise askerlikten istifa edip siyaset yapmayı yeğlemişlerdir. Dini konularla askeri konuları günlük siyaset dışında tutma düşüncesiyle 3 Mart 1924’te çıkarılan 429 sayılı yasayla Din İşleri ve Vakıflar (Şerriye ve Evkaf) Bakanlığı kaldırılıp Diyanet İşleri Başkanlığı ve Genelkurmay (Erkanı Harbiyei Umumiye) Bakanlığı kaldırılıp yerine Genelkurmay Başkanlığı kurulmuştur. Bu kurumlar, başbakanlığa bağlanmıştır.
Ancak Kurtuluş Savaşı komutanlarının arasından, Fevzi Çakmak gibi, Cumhuriyetin ilanına destek vermiş ve Cumhuriyet rejiminde görev üstlenmiş olsalar da, halk egemenliği ve / ya da laiklik anlayışını pek benimsemeyenler de çıkmıştır. Örneğin bu kişiler, halk egemenliğinin ve laikliğin güvencesi olacak yurttaşları eğitecek öğretmen yetiştiren köy enstitülerine karşı çıkmışlardır. Bundan daha da talihsiz bir durum ise, silahlı kuvvetlerin üst yönetiminin, Demokrat Parti (DP) iktidarı........
© soL
