menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Komisyona niçin katılmamalı?

41 44
22.07.2025

Başlığı, “CHP niçin Çözüm/Süreç Komisyonuna katılmamalı” şeklinde daraltmak da mümkündü. Ama bize göre CHP’yi aşan bir durum var. Gerçi olayın merkezinde gene de CHP olduğu için oradan da devam edebiliriz. Sıralamayla gidelim.

Birincisi, daha önce de ifade etmiştik, "AKP ile Anayasa yapılmaz" çizgisi ile anayasa değişikliğinden başka bir yere götürmeyeceği belli olan “Süreç Komisyonuna” temsilci göndermek çelişkili tutumlardır. Üstelik, sıradan seçmenin de hemen farkına varabileceği açık çelişkilerden olduğu için bunun açıklamasını yapmak, kendi tabanını ikna etmek pek mümkün değildir. O halde, CHP’nin daha ilkeli, daha özgüvenli, daha az orta-yolcu, yüzü daha çok emekçi kitlelere dönük bir siyaset çizgisine çekilmesi gerekir. Her tarafı, her sınıfı idare edecek bir siyaset hattının ilk firesi samimiyet kaybı olur ve buradan başarı devşirilmesi zordur. Siyasi dengelerin, oy kaygılarının her şeyin önüne konulması, sonuçta aleyhe çalışır.

İkincisi, "çözüm yeri Meclistir önerisinin sahibi CHP’dir ve biz sözümüzü tutarız" yaklaşımı da CHP açısından artık hükümsüzdür. Hükümsüzdür, çünkü bu önerinin ilk yapıldığı 2011’den bu yana iç ve dış siyasi ortam iyice değişmiş olduğu gibi, bu önerinin ima ettiği "şeffaf bir siyasi tartışmaya zemin oluşturacak demokratik bir çözüm komisyonu kurma" imkânları tamamen tükenmiştir. Kaldı ki, taraflar arasında kararlar önceden alınmış, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla en azından 1 Ekim 2024’ten itibaren sürecin yol haritası belirlenmiş, iktidarın kontrolünde kurulacak bir komisyonun ortaya bağımsız bir irade koyması kanalları baştan tıkanmıştır. Demek ki, oluşturulmak isten komisyonun bir “oldubittileri onaylama Masası”ndan başka bir işlevi olmayacaktır. Dolayısıyla Mecliste komisyon kurulması önerisine bağlı kalmak anlamsızlaşmıştır.

Üçüncüsü, “Süreç”, Suriye’de oluşturulan yeni paylaşımın gölgesinde, emperyalizmin ve siyonizmin akıl hocalığında, bunların bölgede oluşturdukları yeni hegemonya alanları ve güç dengeleri üzerinde ilerlemektedir. Emperyalizm, siyasal/kültürel dönüştürme projelerini en iyi “etnik-milliyetçi” ve “pro-amerikan dinci” siyasetler eliyle yürürlüğe koyar. Cumhur İttifakı bileşenlerinin, etnik/dini/mezhepsel kökenler üzerinden yapılandırılan ve dünyanın en kötü/en başarısız devlet biçimlerinden birini oluşturan yapay Lübnan modelini çağrıştıran herzeler yumurtlamaları, ulus-devlet oluşumu yerine ümmetçiliğe ve Osmanlı millet sistemine vurgu yapmaları tam da emperyalizmin Ortadoğu’daki alan temizliğine uygundur. Buna karşılık, bağımsız Cumhuriyet fikrine ve ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik yeni bir yıkım projesidir. Burada iktidar bileşenlerine ve Kürtçü bir siyasi harekete yer olabilir ama CHP’ye yer........

© soL