Gaziantep’in yükselişi, buram buram öz güven kokuyordu. Burak Yılmaz ile yeniden şekillenen takım, yedi maçta beş galibiyet, iki beraberlikle ligdeki en diri topluluktan biri haline geldi.

Ama hikayenin diğer tarafında, fırtınanın tam ortasında bir gemi var; Fenerbahçe. Başkanlık seçimi, hoca değişimi, kadro dışı kararları. Bu gürültünün içinde Tedesco, dümene geçti ve “önce gemiyi düzeltelim” dedi. Tedesco, fiziksel yetersizlikten yakınıyordu. Stuttgart maçında sahaya yüreğini koyan bir Fenerbahçe vardı. O enerji, dört gün sonra Gaziantep’te de hissedildi.

♦♦♦♦♦

İlk yarının sonunda bir istatistik düştü ekrana. Fenerbahçe sadece 87 isabetli pas yapmış, Gaziantep 209. Rakamlar soğuktur ama gerçeği gizlemez. Fenerbahçe, topa sadece 4 sahip olmasına rağmen, rakibini ceza sahasına yaklaştırmadı. Birbirine yaslanan hatlar, alan daraltan bir takım savunması. Top rakipteyken bile oyun Fenerbahçe’nin istediği yerde oynandı. Bu, takım savunmasındaki pozitif gelişmeyi gösterir.

Hücumda ise top, Asensio’nun ayaklarında can buldu. Oyunu yönlendirdi, tempoyu ayarladı. Onun varlığı, Fenerbahçe hücumuna bir beyin ekledi. Her şey biraz daha anlamlı, biraz daha düzenli göründü. Asensio biraz kıpırdanınca, yeni sistemde zorlanan, ritmini bulamayan adam En Nesyri bile geceyi iki golle tamamladı.

♦♦♦♦♦

Ama gecenin asıl alkışı, kenardaki İtalyan’a... Tedesco, ikinci yarının başında Gaziantep’in baskısını gördü, beklemedi. 55’te, 61’de yaptığı değişikliklerle rakibin rüzgarını kesti, oyunun yönünü değiştirdi. Fenerbahçe farkı........

© Nefes