menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Söz odur ki...

51 0
28.08.2025

Olayın hedefini ıskalarsanız, söylediğiniz her söz karavana gider. Bu, yalnızca bir okçunun tahtayı ıskalaması değildir; ruhun nişan alıp da gönle varamamasıdır. Dil hangi istikamette ise söz de o yana gider. Çünkü söz, insanın ruhunun yayından fırlatılmış bir oktur. Kalpten doğar, akla uğrar, dilden çıkar, muhatabın yüreğine doğru gider. Ama eğer göz hedefi görmüyorsa ve gönül, ölçüsünü şaşırmışsa, her söz uçurumdan aşağıya düşer.

Söz, insana bahşedilmiş en büyük emanettir. Kur’an-ı Kerim’de, “Ona beyanı öğretti” (Rahman Sûresi, 4. ayet) buyrulurken, dilin yalnızca konuşmak için değil, kalbi dile taşımak için verildiği hatırlatılır. Beyan, nişan almaktır; kelimenin istikametini belirlemektir.

“Söyleyeceğin söz, suskunluğundan daha değerli değilse konuşma” der eskiler. Bazen bir kelime, güneşin doğuşu kadar parlaktır; yüreğe düşer, karanlığı deler. Bazen de kelime, boşlukta patlayan bir fişek gibi göz alır ama kimseye yol göstermez. Boşa söylenmiş söz de böyledir: ses çıkarır, gürültü yapar, göğe savrulur ama etkisi yoktur. Tesir gücünü yitirmiştir. Bu yüzden bazen suskunluk, sözden daha kudretlidir. Çünkü yanlış nişan alınmış bir söz, insanı ziyan eder. Bu bağlamda da Aristo, “Söz,........

© Milat