Aman kalbimize dikkat edelim!..
Kuran-ı kerimde defalarca zikredilen kalb; iman, takvâ, idrak, basiret, muhabbet, irfan hikmet, tefekkür, ilham, azim, niyet, tevbe, huşû, merhamet, ihlâs, ihsan, rızâ ve yakîn gibi bütün kavramların merkezidir. Ne mal ne de evladın fayda vermediği Kıyamet gününde geçer akçe, selim bir kalbdir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:
“O gün ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allah’ın huzuruna tertemiz bir kalple gelenler kurtulur!” (Şuara 88-89)
Bir hadis-i şerifte ise, şöyle buyurulmaktadır: “Allahü Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalblerinize bakar.” (Müslim)
Bu ve benzeri birçok ayet-i kerime ve hadis-i şerife konu olan kalb, diğer bütün organlardan çok farklı bir konuma sahiptir. Bundan dolayı ahlak ve tasavvuf âlimleri hep kalbe yönelmiş ve ondaki gizli sırları çözme, onun hakikatini öğrenme ve onu hakkıyla tanıma konusunda büyük çaba sarf etmişlerdir.
Hakikaten yüce Dinimiz’de kalbin yeri çok büyüktür. Mesela kalbde sahih bir niyet yoksa, -ne olursa olsun- yapılan işin hiçbir kıymeti yoktur: “Onlara Âdem’in iki oğlunun başından geçen ibret verici şu gerçeği anlat: Onlar Allah’a birer kurban takdîm etmişlerdi de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti...” (Maide 27)
Kalben yapılmamış bir iman, sahibini asla mümin yapamaz: “Bedevîler: ‘İman ettik’ dediler. De ki:........© Milat





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d