menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vefa Ne Güzeldir…

14 1
09.04.2025

Soran olmaz bizi yardan ağyardan,
Ne çare namımız çoktan yitmiştir.
Yol üstü çeşmeler bakar kenardan,

Bizi bilen sular akıp gitmiştir.
Mermerde nakışlar böyle değildi.
Orhan Şaik Gökyay (“Sitem” adlı şiirinden…)

Nerden çıktı böyle bir hatırlatmayla başlayan yazı… Vefasızlıktan yana şikâyetçi miyim diye sormayacağım kendi kendime; zira çoğumuzun ortak derdi bu… Toplumun bozulmasından; dostluk, arkadaşlık, sadakat duygularının zayıflayıp, azalmasından yakındığımızda, “Yoksa Vefa, İstanbul’da sadece bir semt-i meşhurda mı kaldı?” diye söylenmeyenimiz yok gibi… İstanbul’da koca bir semte adını veren ve “vefanın babası” olarak anılan bu büyük insanın hayatına göz atınca, böyle bir nitelemeyi ne kadar hak ettiğini daha iyi anlıyorsunuz. Bu arada; Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Halil İnalcık’ın bir röportajında anlattıklarından, koca bir devletin kuruluşuna fikirleri ve öğütleriyle yön veren Şeyh Edebali’nin de bir Vefaiyye şeyhi olduğunu öğreniyoruz.

Zaman bizleri ördüğü elekten geçirirken, insanî vasıflarını muhafaza edipte, yaşadıklarını, gördüklerini hatırlayan ve onları iyi, güzel, doğru cümlelerle yâdedip, yeri geldiğinde de bir yere kaydeden çok az insan var. Bu kişiler; geçmişin bahtiyar günlerinde, sokaklarında dolaştıkları, ekmeğinden yiyip, suyundan içtikleri şehirleri, dostlarıyla paylaştıkları bazen acı, bazen tatlı, bazen kahkahalarla dolu ve bazen de hüzün bulutlarıyla ıslanan hatıraları, vefalarının birer nişanesi olarak sunarlar okuyanlara… Okuyupta yürekleri bundan hisse alıp, göğüsleri genişleyenlere… Vefanın ne güzel, ne eşsiz bir duygu ve düşünce olduğu gerçeğini bir kere daha duyumsayıp, buna yürekten inananlara… Hele de; vefasızlık üzerine söylenmiş sözlerin bile giderek hafızalardan silinip, lügatlerden kazınmaya doğru gittiği bu incitici, aldatıcı, bizi kendimizden ve birbirimizden uzaklaştırıcı, hoyrat ellerde oyuncak edici olan günümüzde…

Yıllardır yaşadığım ve birçok yazıma konu ettiğim, karlı dağlarına, geçmişinde ve bugününde barındıklarına olan inancım ve sevdam yüzünden, ömrümün Ankara’da geçen iki yılı hariç, bir türlü ayrılamadığım şehre dair yazılmış, yüreğimi şenlendirip, bir dosta kavuşmuş gibi sevindiren cümleleri eski defterlerimden birinin sayfaları arasında yeniden gördüğümde, vefanın ne kadar önemli olduğuna bir kere daha hükmettim. Beni müthiş bir şekilde etkileyen sözün bir hadis-i şerif olduğu rivayet ediliyor: “Kıyamet günü Allah, öncekileri ve sonrakileri birleştirip topladığı zaman her vefasız için, onu tanıtan bir bayrak dikilir ve “Bu, falan oğlu falanın vefasızlığıdır.” Bunu okuyup ta etkilenmemek mümkün mü?

Ve yine büyük düşünür Mevlana Hz.lerinin şu sözü, vefaya değer verenleri olduğu kadar, gitgide vefadan uzaklaşıp, onun ne olduğunu........

© Milat