menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bilgehan Uçak yazdı: Kürt sorununda yeniden “Özal yaklaşımı”na mı dönüyoruz?

15 25
27.07.2025

Bahçeli’nin 22 Ekim’de yaptığı, Öcalan’ı güçlü bir aktör olarak siyaset sahnesine indiren, PKK’ya kendini feshettiğini açıklatan ve Bese Hozat liderliğinde silah bırakma seremonisi düzenleten çağrı, Baskın Oran’ın tabiriyle “Türkiye tarihinin en önemli olayına” yol açtı.

Bu çağrı, hiç kuşkusuz ki bir milat ve seneler sonra “22 Ekim” bu toprakların en hayırla anacağı günlerden biri olmaya aday.

Silahların bırakılmasıyla birlikte en kritik aşamalardan biri daha geçildi ve çözümü kalıcı barışa ulaştırma konusunda hayati bir adım atıldı.

Türkiye’nin rejimini demokrasiyle taçlandırmasının önünde hiçbir bahane kalmadı.

Dünya çapında bir Ortadoğu uzmanı olan gazeteci Cengiz Çandar’ın Mezopotamya Ekspresi adlı kitabını on küsur sene sonra yeniden okurken, aklımda Bahçeli’nin çağrısı ve sonrasında yaşananlar vardı hep.

Cumhurbaşkanı Özal’ın Ortadoğu danışmanlığını da yapan Çandar’ın Kürt sorununa dair bazı çözümlemelerini ilk okuyuşta ıskalamış olduğumu fark ettim.

Mezopotamya Ekspresi’nin temel çatışması, Cumhurbaşkanı ile “devlet”in Kürt sorununa yaklaşımdaki ayrımda billurlaşıyor.

Bugün herkesin “kayıp on yıl” diyerek andığı, faili meçhul cinayetlerle, kronik enflasyonla, bankaların içinin boşaltılmasıyla, postmodern darbeyle geçen 90’ların daha başında, Özal Cumhurbaşkanı olarak henüz yeni filizlenmekte olan son Kürt isyanını bitirmeye niyetlenmişse de karşısında devletin bir kanadını bulmuştu.

O günlerin tanığı olan Çandar’ın şahitliği hayli çarpıcı:

“Ben ‘Talabani aradı…’ der demez, sol eliyle sağ kolumu kavradı, ‘Bunu sonra konuşuruz,’ dedi. (…) devam ediyordum ki, kolumu daha kuvvetle sıktı ve........

© Medyascope