Esenköy'ü Kalkındırma Anılarım!
Binboğa eteklerinde orman içinde bulunan müthiş doğasıyla, eşli nüfusa sahip çok güzel bir yerleşim yeridir Esenköy'ümüz. Büyükkızılcık'a yakınlığı nedeniyle eskiden, Küçükkızılcık ve Kışla olarak anılan bu şirin köy, sonradan resmen Esenköy olarak adlandırıldı.
Köyün 90'lı yıllarda yegane geliri hayvancılık olsada, çok müsait olan meyvecilik ve arıcılık yok denecek düzeydeydi. Köy inceleme gezilerimizde Hayvancılık yanında, arıcılık ve meyveciliğin köy kalkınması için önemli bir alternatif olduğunu gözlemlediğimizde, köylümüzün fikrini de alarak diğer köylerimizde olduğu gibi burada da ekip olarak kolları sıvadık.
Yazı-yaban meyveciliğe elverişli tüm alanlar kapama bahçe olarak Afşin Meyvecilik Üretme İstasyonu Fidanlığı'ndan temin edilen binlerce meyve fidanını ücretsiz olarak, Esenköy topraklarıyla buluşturduk.
Hizmete susayan köylümüzün o an ki heyacan ve mutluluğu şu an aklıma geldikçe bile, yüreğim o günlerin sevinç kıpırtısı ve ehh birazda nemli gözlerimle yazıya dökmede zorlanıyorum.
Hayvancılık açısından da, gerek orköy kredileri, gerekse Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu marifetiyle yaptığımız işletmelerin içini Orköy'ce büyük baş hayvanlarla doldurmamız, tüm hayvan sürülerinin ücretsiz olarak iç ve dış parazitlere karşı ilaçlamamızın verdiği görev huzuru anlatılır gibi değil.
Yine o dönem Allah rahmet eylesin memleket sevdalısı Büyükkızılcık belediye başkanı Şerif Gökkaya'ya "Sen Belediye bütçenden Malatya'dan iki damızlık boğa al, bende ilave olarak iki boğa ve kesif yem vereceğim" sözümle gerek Büyükkızılcık gerekse Esenköy'ümüz ve hatta civar köylerin tüm sığırlarının ıslahı köylülerimize apayrı dinamizm getirmişti.
Öyle yâ aynı sartlarda bakımla inek başı günde 5 kğ süt nere 12-15 kg süt nere ? Üstelik melez doğan erkek........
© Maraş Gündem
