Ayaklı Kütüphanelerimizi Sessizce Kaybediyoruz
Bazı insanlar kitap gibi konuşur. Bazı insanların elleri, bir köyün tarihini taşır, gözleri ise bir toplumun geçirdiği değişimi. O insanlar yaşlanmaz aslında, sadece yavaşlarlar, durgunlaşırlar. Bizse çoğu zaman onların ayaklı birer sözel tarih kütüphanesi olduğunu fark edemeyiz.
Bugün içimden derin bir özlem geçiyor: “Eğer babaannem, dedelerim, anneannem hâlâ yaşıyor olsaydı… Şimdi çok daha bilgili bir insan olurdum.” Çünkü onlar sadece yaş almış insanlar değil; bir kültürün canlı taşıyıcılarıydı. Yemeklerinin kokusunda tarih vardı.Sözlerinin arasında atasözleriyle harmanlanmış yaşam dersleri gizliydi. Sustuklarında ne demek........
© Maarifin Sesi
