menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsrail Soykırımının Petrolü: Gerçekten Azerbaycan Satıyor, Türkiye Taşıyor mu?

25 26
08.06.2025

İşgal ve soykırım rejimi İsrail, petrol konusunda oranında dışa bağımlıdır. Soykırım için kaldırdığı uçaklar, sivillerin üzerine ve evlerine sürdüğü tanklar ve askeri-savunma sanayisi için bu petrole muhtaçtır. Yani İsrail için petrol ithalatı, hayati bir meseledir.

İsrail’in en büyük ham petrol tedarikçilerinden biri Azerbaycan'dır. Azerbaycan adına bu süreci devlet şirketleri SOCAR yürütmektedir. Ekim 2023 - Temmuz 2024 tarihleri arasındaki bilgiye göre İsrail'in petrol ihtiyacının en az ('i Azerbaycan tarafından karşılanmaktadır.[1] Azerbaycan'ın kendi devlet istatistiklerine, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı'nın 2024 yılı Azerbaycan raporuna, bağımsız raporlara ve haber kaynaklarına göre Azerbaycan petrolünün yaklaşık 'i Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı (BTC) üzerinden ihraç ediliyor. İsrail’e giden petrol de bu hattan geçiyor. Azerbaycan gümrük verilerine göre Ocak-Eylül 2024 tarihleri arasında Azerbaycan, İsrail’e 2.372.439 ton petrol satmıştı.[2] Daha sonra bu rakamlar gizlenmeye başlandı.

Filistin’deki Soykırım Ateşinin Yakıtı Azerbaycan Petrolüyle Harlanmaktadır!

Bundan bir süre önce The Guardian gazetesinde konuyla ilgili bir araştırma yayımlandı. Bu araştırmada en çok dikkati çeken husus, Azerbaycan’ın İsrail’e sattığı petrolün kullanım alanlarıyla ilgiliydi: “Rafinerilerden gelen yakıtın bir kısmı doğrudan silahlı kuvvetlere giderken, geri kalanının büyük kısmı askeri personelin hükümet sözleşmesi kapsamında araçlarına yakıt ikmali yapabileceği sıradan benzin istasyonlarına gidiyor gibi görünüyor.” Ayrıca İsrail’in, savaş uçakları, tanklar ve diğer askeri araçlardan oluşan büyük filosunu ve ayrıca yasadışı İsrail yerleşimlerine yer açmak için Filistinlilerin evlerini ve zeytinliklerini yerle bir eden buldozerleri çalıştırmak için ham petrol ve rafine petrol ithalatına büyük ölçüde muhtaç olduğu vurgulanıyor.[3] Bu konuda başka kaynaklar da hem fikir. Sonuç: SOCAR’ın petrolü, Gazze ve Filistin’deki katliamlara ve işgale yakıt oluyor.

Açıkçası Azerbaycan devlet yetkilileri, bu konudan pek de rahatsız görünmüyor. Mesela Devlet Başkanı İlham Aliyev, 30 Mayıs 2023’te İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüştü. Bu görüşmede şu cümleleri kullandı: “Enerji alanındaki sıkı iş birliğimizin bir nişanesi olarak Azerbaycan uzun yıllarca İsrail’in güvenilir ham petrol tedarikçisi olmaya devam edecek” Gazze’deki soykırımın 6. ayında, yani Mayıs 2024 tarihinde, Aliyev ve Herzog tekrar bir araya geldiler. Aliyev bu buluşmada, adeta övünerek, 2024 yılının Ocak ayında 523.5 bin ton ile en fazla ham petrol ihracatı yaptıkları ülkenin İsrail olduğunu söyledi. Yine Aliyev, 10 Nisan 2025 tarihinde, Türkiye’yi müttefik olarak tanımlarken İsrail içinse “dostumuz” ifadesini kullandı. Aliyev, Türkiye ve İsrail arasındaki gerilimden de rahatsız olduğunu ve iki ülkenin normalleşmesi için arabuluculuk faaliyetlerine devam ettiklerini ifade etti. Azerbaycan Savunma Bakanı Zahir Hasanov, 19 Mayıs 2025’te işgal rejimi İsrail ziyaret ederek Savunma Bakanı İsrael Katz ile görüştü. SOCAR’ın İsrail’le son aylarda imzaladığı anlaşmaları saymıyorum bile. Sonuç: Çok daha fazlası olmasına rağmen bu bilgiler dahi Azerbaycan yönetiminin İsrail’le herhangi bir sorununun olmadığını ve İsrail’e herhangi bir yaptırım uygulamadığını kanıtlıyor.

Peki Bu Petrol İsrail'e Nasıl Ulaşmaktadır?

Maalesef bu soru bizi, Türkiye’nin rolüyle yüz yüze getiriyor. Azerbaycan’ın İsrail’e sattığı petrol, Türkiye üzerinden ulaştırılıyor. Sevkiyat için Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı (BTC) kullanılıyor. Bu boru hattının 1.076 kilometresi Türkiye üzerinde bulunuyor. BTC'nin Türkiye üzerinde bulunan bu uzun bölümü, BOTAŞ International firması tarafından işletiliyor.[4] Bu firma Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Varlık Fonu'ndaki devlet şirketlerden biri olan BOTAŞ'a aittir.[5] Sonuç: Türkiye, Azerbaycan’ın İsrail’e sattığı petrolün işletmecisi dolayısıyla taşıyıcısı konumundadır. Nitekim bu durumu Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar da “görevimiz BTC’den geçen petrolün sağlıklı şekilde taşınması ve Ceyhan’dan tankerlere yüklenmesidir” sözleriyle itiraf etmektedir.[6]

Hangisi Doğru: Türkiye’nin İnisiyatifi Var Mı Yok Mu?

Bununla birlikte Enerji Bakanı Alpaslan Bayraktar, 2024 yılının mayıs ayının başlarında yaptığı bir açıklamada Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’ndan geçerek giden petrolün, “hangi destinasyona” yani nereye gittiği/satıldığı ile ilgili Türkiye’nin ve BOTAŞ’ın herhangi bir inisiyatifinin bulunmadığını iddia etti.[7]

10 Kasım 2024 tarihinde Enerji Bakanlığı bir açıklama daha yaptı. Açıklamada “Petrolü BTC üzerinden taşıtarak Haydar Aliyev Limanı’ndan dünya pazarlarına satışını yapan şirketler, Türkiye’nin İsrail’e yönelik ticarete son verme kararına saygı duymuş ve teslim noktası İsrail olan herhangi bir yükleme gerçekleşmemiştir.” ifadelerine yer verildi.[8] Demek ki Türkiye’nin inisiyatifi varmış! Bu cümleyle, 7 Ekim 2023 tarihinden 2 Mayıs 2024 tarihine kadar, BTC boru hattı kullanılarak Ceyhan’a gelen Azerbaycan petrolünün, buradan işgal rejimi İsrail’e gittiği aslında resmen kabul edildi. Aynı zamanda bu, bir suçun da itirafıydı. Fakat zararın neresinden dönülse kârdır diyerek sevindik tabi. Yine de ortadaki birçok çelişkili açıklama sebebiyle yetkililere hemen güvenemedik ve araştırmalarımıza devam ettik. Ve maalesef acı gerçeklerle karşılaşmamız çok uzun sürmedi.

Petrol Akışı Hileli Yollarla Nasıl Devam Ediyor?

Açık kaynaklardan yaptığımız araştırmalar neticesinde, Adana’daki Haydar Aliyev Limanı’ndan petrol yükleyen tankerlerin İtalya’ya gidiyormuş gibi yapıp türlü hilelerle Türkiye limanlarından aldığı Azerbaycan petrolünü işgal rejimi İsrail’le taşıdığını tespit ettik. Bakanlığın gönderilmiyor dediği tarihten sonra bu şekilde birçok gemi bulduk. Bunlardan birkaçı Nissos Delos, Kimolos, Nissos Paros, Poliegos gemileridir.[9] Ve bunların en acı verici olanı da 1 Ocak 2024 tarihinde birçok sivil toplum kuruluşunun, bakanların ve çeşitli yetkililerin de katıldığı Eminönü’nde........

© İslami Analiz