menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Efendim

11 0
18.08.2025

Sana bir hatırla geldim Efendim
Geldim, Nil’de yıkanmışlığımın öyküsünü sararak kadîm zamandan
Artmayarak ve tozlu raflarından indirerek
Gölgelerimi, piramitlerin utancına sererek,
Eski huylarımı kulesinden indirdim,
Geniş bir teselliye yaydım kendimi
Olmalıydı evet ar etmeliydik ağacından kovduğumuz hurmanın tadından
Çölün hikâyesini kumlarından sağmamız değiştirmeyecek rengini gecenin
Suya hata yaptıramayacaklarını anladıklarında
Putun kalbi kırılmıştı İbrahim elinde

Senin gelişlerini ve zarı soyulmamış sözlerini
Bir gelincik masalından, bir nehrin yırtık ağzından
Güneşin, vahşi atların arenasına sürüldüğü yerden
Eleyip nazenin bir turna süzülüşünden vaktin iğretiliklerini
Çocukluğundur deyip gözden geçirmek ağlayışlarımızı
Ne kadar saf tutabildiğimizi ve saf durabildiğimizi önünde hatıranın
Bir mesafe koymadan kalbimizle kanımız arasına
Anlamak ve delirmek hem de en ince ve en anlamlı bir yarılışla
Mümkün müdür evet nasıl mümkündür
Gelişlerini ve zarı soyulmamış sözlerini
Diz çöküp bir insanın orta yerinde veya bir şehrin
Anlamak nasıl mümkündür ki, tartışılabilir mi keyfiyeti ağlayışımızın
Soykırıma uğramış aşklarını gömecek kalpler arayan bir........

© İnsaniyet