Türkiye gerçekten Louis C.K.'e hazır mı
Geçenlerde Batı’nın en liberal şehirlerinden Montreal’de yürürken bir tiyatronun ışıklı panosunda Louis C.K.’in adını görünce duraksadım ve içimden ‘Ne zaman aklandı,’ diye geçti. 10 sene önce Amerika’nın en büyük komedyenlerinden biriydi, sonra moda tabirle iptal oldu ve epey bir süre ortadan kaybolduktan sonra ufak ufak komedi kulüplerinde görünmeye başladı. Anlaşılan iptal süreci sona ermiş, şimdi dünya turnesinde. Hatta Türkiye’ye de geliyor.
Her şeyi geç öğreniyorum, HBO’da Bill Maher’in programını da bir ay gecikmeli izledim. O programda yeni romanını tanıtan Louis C.K. dünyanın pek çok yerinde sahne aldığını, hatta Türkiye’de de gösteri yapacağını söyledi. O an neye şaşıracağımı da bilemedim: Dünyanın en tartışmalı komedyenlerinden birinin Türkiye’de sahne almasına mı, ta Şubat’taki gösteri için bütün biletlerin şimdiden tükenmesine mi, Louis C.K.’in bizde de bu kadar çok hayranı olmasına mı?
Açıkçası bu gösterinin Türkiye’de nasıl karşılanacağını da merak ediyorum. Gerçi Suudi Arabistan’da bile sahne aldı ve ortalık birbirine girmedi.
HEP SINIRLARI ZORLUYOR
Normal şartlarda Louis C.K.’den bahsederken rencide etmemek ya da rencide olmamak neredeyse imkansız. Bütün dünyada rencide olan insan sayısının artmasından dolayı komedyenler malzeme bulmakta zorlanıyor. Türkiye de bu dalgadan muaf değil.
Son yıllarda Türkiye’de de çok kolay rencide olan, aceleyle boykot uygulayan bir toplum oluştu. Sosyal medyaya sık sık birtakım komedyenlerin—çoğu da komik değil—gösterilerinden parçalar düşüyor ve anında kelleleri isteniyor. Bu isimlerin hemen hiçbiri Louis C.K. kadar yetenekli değil. Ama daha da önemlisi hiçbirinin esprileri Louis C.K. kadar sınırları zorlamıyor.
Louis C.K. sadece rencide edici mizah yapmıyor, rencide edici mizahın sınırlarını dahi zorlayabiliyor. Daha da rahatsız edici olan, gerçek hayattaki kendi kişiliğiyle bazı esprileri arasındaki çizgi sık sık bulanıklaşması.
Bir kere konu her zaman onu ister istemez bel altına varıyor. Cinellik C.K.’in ana malzemelerinden biri. Ancak yetişkin insanın cinselliği değil esprilerinin hedefi, çoğu zaman sapkın eğilimler üzerine şakalar yapıyor. Her ağzını açtığında laf nereye varacak, nasıl bağlayacak diye endişeyle izliyorsunuz.
40 yıldır bu işi yaptığı için hangi sınırı ne kadar zorlayacağını da aşağı yukarı biliyor. Ama bazen kendisinin de sınırları aştığı oluyor.
TAKINTILI OLDUĞU KONU
C.K. bugünlerde sadece dünya turnesinde değil, aynı zamanda “Ingram” adlı romanının da tanıtım turunda. Küçük bir erkek çocuğunun gözünden dünyayı anlatıyor roman. Ama yazarı Louis C.K. olduğu için bu roman bir “Küçük Prens” muadili değil. Aksine Philip Roth’un “Portnoy’s Complaint” ile 70’li yıllarda yaşattığına benzer bir toplumsal şoku bugün tekrarlamak istediği çok belli.
Bir bölümü tamamen mastürbasyon üzerine olan Roth’un romanı gibi “Ingram”ın ana kahramanı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d