menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Akademik başarı hayat başarısı sağlar mı?

8 0
24.04.2025

Sınavlar ülkesi Türkiye’de aileler evlatlarını tünelin ucundaki sınavlara hazırlamak için yoğun çaba ve emek harcıyorlar. İşte tam bu noktada cevaplamamız gereken en önemli soru, yıllarca verilen emeğin karşılığında “akademik başarı hayat başarısı sağlar mı?” sorusu karşımıza çıkıyor.

Biz de bu sorudan yola çıkarak bu haftaki yazımızda Uzman Psikolojik Danışman Besim Türkoğlu ile buluştuk ve kendisine bu alanla ilgili sorularımızı yönelttik.

***

“Sınav” kelimesi Türkiye’de neden bu kadar stres yüklü bir anlam taşıyor sizce?
Ülkemizde "sınav" sözcüğü, iç dinamiklerinde yalnızca bir değerlendirme aracı olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor. Sınav denilince akla gelen ilk şey genellikle stres, rekabet ve gelecek kaygısıyla yoğrulmuş bir mücadele süreci oluyor.

Bu durumun temel nedenlerden biri, sınavların yalnızca bireysel başarıyı ölçen bir değerlendirme olmadığı, aynı zamanda geleceği belirleyen birer eşik olarak görülmesi. Sizin de deyiminizle, adeta “sınavlar ülkesi” haline gelen bu eğitim sisteminde, çocuklar ortaokuldan itibaren yarışa dahil ediliyor.

Liseye geçiş sınavları (LGS), üniversiteye geçiş sınavları (YKS), akademik kariyer sınavları (ALES, KPSS, YDS) ve hatta bazı meslek alanlarına giriş sınavları gibi süreçler, bireyin hayatında sadece bir dönem değil, tüm yönleriyle geleceğini şekillendiren kırılma anları olarak karşımıza çıkıyor. Bu da doğal olarak sınavlara yüklenen anlamı büyütüyor.

Bir diğer önemli faktör ise sınavların bağıl değerlendirme esasına göre yapılandırılmış olması. Yani sınavda başarılı olmak, sadece belirli bir konuyu öğrenmiş olmayı değil; aynı zamanda sınava giren binlerce, hatta milyonlarca kişi arasında daha iyi bir performans göstermeyi gerektiriyor. Bu durum da başarıyı sadece bilgiyle değil, hızla, dikkatle, psikolojik dayanıklılıkla ve stratejiyle ilişkilendiriyor. Kimi zaman daha çalışkan öğrencilerin değil, daha sakin kalabilen, doğru zamanlamayı yapan ya da en az hata yapan öğrencilerin ön plana çıktığı bir düzen oluşuyor. Bu durum da kaygının ateşini harlıyor.

Toplum olarak başarıyı büyük ölçüde sınav sonuçlarıyla bütünleşik görmemiz de bu stresin artmasına sebep oluyor. Ailelerin, öğretmenlerin ve hatta arkadaş çevresinin beklentileri, öğrencilerin kendi içsel baskılarıyla birleşince sınav artık sadece bir değerlendirme........

© Haber7