Şam-SDG anlaşmasının ardındaki gerçek
Suriye Yönetimi ve SDG arasında imzalanan mutabakat: Yeni bir dönemin başlangıcı mı, yoksa geçici bir zaman kazanma hamlesi mi?
10 Mart Pazartesi günü Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile SDG Lideri Mazlum Abdi arasında gerçekleştirilen toplantıda, Suriye’nin bölünmez bütünlüğü ve toplumsal birliği temelinde, SDG’nin Suriye Arap Cumhuriyeti kurumlarına entegrasyonunu öngören bir mutabakat imzalandı.
Bu anlaşmaya göre, tüm Suriyelilerin liyakat esasına göre devlet kurumlarında temsil edilmesi ve siyasi sürece katılım haklarının garanti altına alınması konusunda mutabakata varıldı. Kürtlerin Suriye toplumunun ve devletinin asli bir parçası olduğu kabul edilirken, vatandaşlık ve anayasal haklarının devlet güvencesinde olacağı vurgulandı.
Ayrıca, ülke genelinde ateşkes ilan edilmesi, doğu ve kuzeydoğudaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, doğalgaz ve petrol sahalarının, havalanları ve altyapının devletin kontrolüne geçmesi kararlaştırıldı. Yerinden edilmiş ve mülteci durumundaki Suriyelilerin güvenli dönüşü için devletin koruma sağlayacağı taahhüt edildi.
Anlaşmada, Suriye'nin birliğini ve güvenliğini tehdit eden unsurlarla mücadelenin desteklenmesi, bölünme çağrıları ve toplumsal fitne girişimlerinin reddedilmesi vurgulanırken, yürütme komitelerinin bu mutabakatın uygulanmasını yıl sonuna kadar tamamlaması kararlaştırıldı.
Anlaşma, kalıcı bir çözüm mü, yosa geçici bir strateji mi?
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye Yönetimi arasında imzalanan bu anlaşma, ülkenin siyasi ve askeri dengelerini değiştirebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ancak, mutabakatın sahadaki temel sorunları gerçekten çözüp çözemeyeceği konusunda belirsizlikler mevcut.
Özellikle, Suriye Yönetimi ile SDG arasındaki en büyük ihtilaf noktalarından biri olan özerklik (kanton / federasyon) meselesi, mutabakatta doğrudan ele alınmamış durumda. Suriye yönetiminin, doğu ve kuzeydoğudaki kontrolü tek elde toplama hedefi, bölgedeki güç dengeleri açısından ciddi bir meydan okuma anlamına geliyor. SDG’nin elinde tuttuğu petrol ve doğal gaz sahaları ile sınır kapılarının tamamen Şam yönetimine devredilmesi, Şam’ın elini güçlendirecek ve SDG’nin bağımsız hareket alanını daraltacak kazanımlardır. Ancak bu sürecin nasıl ve ne zaman uygulanacağı şu an için belirsizliğini koruyor.
Türkiye’nin olası tepkisi ve bölgesel........© Haber Vakti
