YARIM ELMA
Elazığ Kerkük’ün yarım elması gibidir. Harput sedalarında bir çağa uzun hava çığırsa Kerkük kulak kesilir. Kerkük’te bir ağıt yakılsa Harput’un yüreği sızlar.
Kültürü bir olan bu iki şehir keşke komşu olsaydı. Keşke bu iki diyar sırt sırta olsaydı.
Her ne kadar arada Urfa Diyarbekir olsa da, illa Harput der Kerkük. Urfa da da Kerkük türküleri, ağıtları çalınır, Urfa da Kerkük’e gardaştır, yoldaştır. Diyarbekir yine öyle…
Lakin Harput bir başkadır Kerkük için.
Halayı benzer, mendil sallayışı benzer, hoyratı benzer, sokakları bir başka benzer.
Bugünlerde çokça adından sözedilen Kerkük, hoyrat ellerin boğazını sıktığı bir dönem yaşıyor. Arkasında Türkiye olmasaydı şimdi çoktan mevta deyip toprağa gömülmüştü. Çok şükür ki, Türkiye bütün varlığı ile Türk ilini oldubittiye getirmek isteyenlere bir duvar olmuş, bend olmuş. Gelecekte Kerkük sıradan bir Türkiye ili olması hayal değil hakkıdır. Kerkük ve Musul öylesine Türk illeridir ki, Mezarlarında Ulu kağanların duaları yükselir. Türkçeden başka dil bilmezler.
İhmal edilen, kendi kaderine bırakılan bu iki Türk ili, kendi kültürü ile ayakta kalmayı başarmıştır.
Bir zamanlar Saddam Hüseyni’nin Araplaştırma çabaları, baskıları onları yok edemedi. Irak’ın en güçlü zamanlarında........
© Günışığı Gazetesi
