menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BİR RESİM YETER

10 0
24.07.2025

Belki onlar da hastaydı. Belki de toplumsal sorunların altında kendisinin çözemeyeceği meselelerin gerilimiyle başvuruyorlardı. İşsizlik, pahalılık, politik meseleler, günlük algı ve yanılsamaların oldukça etkili etkili olduğu bir toplumda her birey, her şeye hazırdı. Hekim olması onu bundan muaf edemiyordu.
Her gelen ile çatışma ihtimalinin yüksek olduğunu biliyordu. Bu nedenle ‘hastayı mutlaka görmem gerekiyor’ yaklaşımı, toplumsal gerçeklik nedeniyle gerilim biriktiren bireyler karşısında, tam olarak yaşama geçemiyordu.
Ancak hastanın kendisinin gelemeyişi işini de zorlaştırıyordu. Nüfusun değişken olduğu bir yerde salt ad ve soyad ile hasta bilgilerine ulaşmak zordu.Gelenlerin çoğu zaten misafir olarak başvuruyordu.
Başvuranların adı soyadı bilgisayar ekranda çıkmayınca, elbette kimlik sormak gibi bir hakkı ve zorunluluğu vardı. Ama o bir hekimdi ve vatandaşa göre sorma hakkı hiç yoktu.Önemli olan sağlıktı ve hekim her şeyi bilmek ve sindirmek zorundaydı. Bu öğretiyi değiştirmek belki zaman meselesiydi.Şimdi bu şartlarda çalışmak zorundaydı.
Başvuranlar genelde cep telefonlarından ilacın yazılacağı şahısların kimlik fotosunu gösteriyorlardı. Kimlik göstermeyenlerin kimisi vatandaşlık numarasını ezbere okuyordu. Kimisi de, o anda cep telefonu ile yakınlarını arıyor, kendisinden sonra sırada olanlara aldırış etmeden, uzunca bir muhabbet ediyor, bir kaç dakikalık görüşme sonrası kimlik numarasınıöğreniyordu.
Belki telefonda insanların birbirleriyle konuşacak çok meselesi vardı. Belki de konuşan için mesele o anda bekleyen insanlara karşı iktidar olma ihtiyacıydı. Her alanda dışlanan biri hiç olmazsa poliklinik sırasında iktidar olabilirdi. Telefonla kimlik numarası soran kişi, sırada bekleyenlerin, ona değil hekime kızacağını bilmenin rahatlığı ile de davranıyordu. Sonra raporlu ilaçları yazdırıp gidiyorlardı. Sonra kopacak kıyamet belki onların kıyameti değildi.
O yoğunlukta birden“Acaba diğer resmi kurumlar da böyle mi çalışıyor. Onlar da böyle vatandaşı kimliksiz mi karşılıyor?” diye sordu.Yüksek sesle, açık kapıdan koridora uzanan sırada herkes duysun diye söylemişti. Ancak kimse cevap vermemişti. Çünkü söylediği sanki onların meselesi değildi.
O anda sırası gelen iri yapılı, sakallı, sinirli bakışlara sahip bir gence,
“Hasta mısın,yoksa hasta yakını mısın?”diye sordu. Çünkü hala bir hastayla karşılaşacağını........

© Güneydoğu Ekspres