menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Servet

15 0
previous day

İki temel ekonomik göstergeyi esas alarak Türkiye üzerine bir değerlendirme yapacak olursak, kaçınılmaz olarak ilk akla gelen kelimeler “dengesiz”, “çarpık”, “eşitsizlik” ve “adil olmayan” olacaktır.

Bu göstergelerden biri, geçtiğimiz günlerde basında oldukça geniş yer buldu; Türkiye’deki servet dağılımı.

BBDK tarafından yayımlanan güncel verilere göre, Türkiye’deki servetin büyük bir bölümü küçük bir azınlık grubun elinde. Ülkedeki toplam banka mevduatının yüzde 78’i yalnızca 2.1 milyon kişiye ait. Bu grup, bankalardaki 19 trilyon TL tutarındaki toplam mevduatın 15.3 trilyon TL’sini elinde bulunduruyor. Toplam mevduatın yüzde 80’ine sahip olan bu kesim, ülke nüfusunun yüzde 2.5’ine karşılık geliyor.

Ülkemizdeki milyoner sayısı son bir yıl içinde yüzde 49 oranında büyürken, nüfusun ezici çoğunluğunun bankada 10 bin lira ya da daha az birikimi bulunuyor.

Bu ve benzeri veriler, Türkiye’deki servet eşitsizliğinin gün geçtikçe derinleştiğini ve ekonomik yapıdaki adaletsizliğin ülke standardı haline geldiğini gösteriyor.

İkinci ekonomik gösterge ise servet eşitsizliğinin ana kaynaklarından biri; gelir dağılımı yapısı.

TÜİK tarafından açıklanan 2024 Gelir Dağılımı İstatistiği sonuçlarına göre, en........

© Gazete Pencere