menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

PSİKOLOJİK VE STRATEJİK DEĞERLER SAVAŞI

22 1
25.10.2025

“Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi (Euro-Med Monitor) yaptığı son açıklamalarda, Gazze Şeridi'nde İsrail'in soykırım suçunun, ateşkese rağmen devam ettiğini bildirdi.

Açıklamada, işgal saldırıları sivilleri doğrudan hedef alarak, ağır abluka bölgeleri, yardım, tedavi malzemeleri ve kurtarma ekiplerinin girişini engelleyerek, ayrıca yaralanmaların giderilmesi ve kayıplar aramanın katı kısıtlamalar yoluyla bu suçların sistematik biçimde sürdürüldüğü belirtildi.

270 binden fazla Filistinli şehit oldu, yaralandı veya tutuklandı.

Gözlemevi, 7 Ekim 2023'ten bu yana 270 binden fazla Filistinlinin şehit edildiğini, yaralandığını veya tutuklandığını, bunun Gazze'nin yaklaşık 'sine denk geldiğini açıkladı.” https://hurseda.net/dunya/270078-insan-haklari-gozlemevi-soykirimin-korkunc-rakamlarini-acikladi.html

Bu tablonun, soykırımın suçluları; başta ABD/Batı olmak üzere İsrail ve işbirlikçi İslam ülkeleridir…

İsrail'in varlığı, bulunduğu yerde varlığı insanlık için bir utanç kaynağı. Tahrif edilmiş Tevrat'a dayandırdığı inançlar/Nil ve Fırat arasındaki toprakların kendisine ait olduğu inancı/iddiası (Arz-ı Mevud) ve stratejik hedefleri birleştiğinde devasa kitlesel bir tehdide dönüşüyor. Bu gayri meşru uğursuz varlığın Atlantik/Battı Dünyası tarafından desteklenmesi ile bu küresel dayatma devam ederken İslam dünyası denen ülkelerin çoğunluğunun da aynı Siyonist ve soykırımcı/mutlak kötülüğün yani İsrail'in yanında hizalanmış olması durumu adeta lanetli bir belaya dönüştürüyor.

Bölgemiz üzerindeki bu siyonist hedefler ve çoğu işbirlikçi bölge ülkelerinin yöneticilerinin, bölge ülkelerinin, kendi ülkelerinin varlığını İsrail’in varlığına sunması/armağan etmesi dehşet verici bir ihanet ve insanlık suçundan başka nedir?

İsrail'in sapkın ve gerçeklerden kopuk inançları ve bölgesel hedefleri, başkasının yurdunu işgal ederek orada bulunmasından dolayı temellerinin zayıf olması onu diken üstünde tutmakta. Vücudun kabul etmediği bir organ İsrail. Bu durumda yaşaması için iki seçenek var: Ya organ değişecek veya itlaf edilecek, sökülüp atılacak ve vücut/bölge eski sağlığına kavuşacak ya da tüm vücut/bölge organa göre değişecek/yeniden dizayn edilecek. İşte denenmekte olan, denenmek istenen budur. Bu yüzden Atlantik/Batı/soykırım cephesi bölge ile ilgili sürekli olarak planlar, anlaşmalar, projeler üretmekte, bölgeye sonuncusu Tom Barrack olan valiler atamakta, bölgede sürekli terörü, işgali, savaşı sürdürmekte.

İsrail’in bu nitelikleri onun, Filistin'i yok etmekle kalmaması ve ardından tüm bölgeyi istila etmesini gerektiriyor. Böylesi bölgesel hedefleri ve korkunç inançları olan bu soykırımcı, işgalci meşum yapının en azından bölgesel bir yenilgi almaması durumunda bölge ülkelerinin ve dünyanın huzur bulması kesinlikle mümkün olmayacaktır. Bu bakımdan İsrail ile bölgesel bir mücadele hatta küresel bir mücadele gereklidir ve bu, her insanın, her toplumun temel ve insani bir görevidir.

Aksa Tufanı........

© Gazete İpekyol