menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Biraz eleştirel bir yerden: Her Şeyin Başı Merkür

10 0
yesterday

Büyük heveslerle izlemeye vakit ayırdığım, Netflix’e kazandırdığımız yeni filmimiz ‘Her Şeyin Başı Merkür’ü ne yazık ki zar zor bitirdim. 1 saat 45 dakika o kadar uzundu ki 2024 yapımı bu filme neden vakit ayırdığımı düşünüp durdum, sonrasında yazmaya karar verdiğim için tamamlamak istedim. Yıllar sonra beyaz perdede izlediğimiz Sinem Kobal’ın oyunculuğunun Romantik Komedi döneminden daha kötü olduğu düşüncesinden de kendimi alamadım.

Netflix bile filmi satabilmek adına filmin kısa tanıtım metnine ‘Devrim Yakut başrolde’ detayını eklemek zorunda hissetmiş belli ki. Gerçi filmin izlenebilir tek sahnesinin Devrim Yakut ve Tamer Levent’in yer aldığı ‘eski aşıkların buluşması’ sahnesi olduğunu da söylemeden edemem.

Gelelim neden filmin başına hevesle oturduğuma; çünkü gazeteci bir kızın hikayesi anlatılacak sanmıştım. Film boyunca gazeteciliğin erdemli ve etik değerleri olan bir meslek olduğuna vurgu yaparak takdir alırız sanmışlar belli ki. Ama ne yazık ki başrolün film boyunca bir haber bile yazmaması, çalışma ortamını ‘ajans ortamından hallice’ bir ortam olarak göstermeleri, bilinen bir gazeteciyi (İsmail Saymaz) 2 dakikalık bir yan role koyup ‘heh tamam şimdi oldu’ sanmaları o kadar çok dikkat dağıttı ki ben kızın mesleğine bile odaklanamadım. Hazır yeri gelmişken filmin en sonuna gidip bir konunun da altını çizmek isterim. Filmin yüzde 98’inde ‘şapşal ve uçarı kız’ olarak betimleyip........

© Gazete Damga