Ücretli emeğin sefaleti
Yoksulluk, artık Türkiye’de ücretli emeğin değişmeyen kaderi oldu. İşçisiyle, memuruyla, emeklisiyle milyonlar, “enflasyonla mücadele” maskesi altında ücretleri baskılayan politikaların yarattığı sefalet tablosunda birleşiyor.
Toplam çalışan nüfusun dörtte üçünü oluşturan ücretli emekçiler çalışma biçimleri ve statüleri farklı olsa da hepsi aynı acı tabloda buluşuyor. Yıllardır “mali disiplin” bahanesiyle ücretleri baskılayan ve sosyal harcamaları budayan politikalardan kaynaklanan en ağır yükü ücretli emekçiler ve onların aileleri çekiyor.
Türkiye’de uzun süredir etkisini hissettiren hayat pahalılığı, ücretlilerin alım gücünü hızla eritti. En temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, faturalarını ödeyemeyen, borçlanmadan ay sonunu getiremeyen milyonlar adeta sefalette eşitlendiler.
Çok sayıda emekçi birden fazla işte çalışsalar bile en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu amansız mücadele, emekçilerde kaçınılmaz olarak “yetersizlik” ve “değersizlik” hissi yaratıyor. Ülkeyi ayakta tutan emeğin, kendi hayatını idame ettiremez oluşunun ağır psikolojik yükü altında eziliyorlar.
Emekçiler sağlıklı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein