Mayıs’ın mesajı: Birleşme ve direnme!
Bu satırlar salı günü yazıldı. İki gün sonra 1 Mayıs; bizde ve diğer çok sayıdaki ülkede yaygın kitlesel ve güçlü geçmesi bekleniyor. Sadece Trump’ın son ilan ettiği gümrük vergileri gerekçe gösterilerek maliyet artışı söylemiyle yükün emekçilere aktarılması gibi kuvvetle muhtemel bir tehdit dahi işçiler başta olmak üzere çalışan halk kitleleri için 1 Mayıs’ı vesile bilerek iş yeri, fabrika, semt ve alanlarda mücadeleyi yükseltme nedenidir. Kaldı ki hemen tüm ülkelerde siyasal özgürlükler ve sosyal-ekonomik talepler mücadelesiyle sağlanan iyileşmelerin tekelci gericilik ve emperyalistler tarafından gasbedilip budanmış biçimsel hale geldiği bir süreçte bulunuluyor. Halk kitleleri yoksulluk ve yoksunluklara daha fazla itilirken, işsizlik büyür, ücretler kısılır, çalışma koşulları kötüleşirken silahlanmaya sadece ABD’de 990 milyar doların ayrıldığı ve diğer ülkelerde de yönetimlerin savaş hazırlıklarından söz edip yüzlerce milyar dolar kaynak ayırdıkları bir süreçte bulunuluyor. Afganistan, Filistin, Suriye, Yemen, Somali, Sudan, Libya, Ukrayna gibi ülkelerde yaşanan savaşların neden ve etkenleri işlevli olmaya devam ediyor. Asya Pasifik’te potansiyel çatışma unsurları birikmekte. Tüm bunların ve daha da eklenebilecek olanların işçi sınıfı ve ezilenlerin yaşamında yıkıcı etkiler bıraktığı ve yeni yıkımlara ön geldiği apaçıktır. Bunlara karşı irili ufaklı tepkilerin olduğu biliniyor. 1 Mayıs’ta bu tepki birikiminin daha güçlü eylemlerle ortaya konması mümkün görünmektedir.
Türkiye bu bakımdan çok daha canlı-hareketlidir: Yıllardır baskı, yasak ve saldırı politikası sürüyor ve son yıllarda bu daha da yoğunlaştırıldı. Ertelenen -pratikte yasaklanması demekti-grevler, direnişlere zalimane saldırılar, kitlesel gözaltılar ve binlerce politik muhalifin zindanlara doldurulması, muhalif devrimci parti ve örgütlere ve basın-yayın organlarına karşı düşmanca yasak zincirinin örülmesi, CHP gibi devlet ve düzen dendiğinde burjuvazinin kolay kolay vazgeçemeyeceği düşünülen bir partiye kayyım atama girişimlerine ve seçme-seçilme hakkının fiilen gasbına dek vardırıldı. Eğitim-öğretim sistemi tarikat-cemaat cenderesine alındı. Ülkü Ocakları eğitimci kategorisine yükseltildi. Şoven milliyetçi faşizan politikalarla din........
© Evrensel
